We-Flytour-GM-Banner-Animation
We-Flytour-GM-Banner-Animation
Anasayfa Aktüel SERDAR KARCILIOĞLU YAZDI: ESAD SONRASI TÜRK TURİZMİ NE OLUR?

SERDAR KARCILIOĞLU YAZDI: ESAD SONRASI TÜRK TURİZMİ NE OLUR?

GM Haber Merkezi

Bu önemli gelişmenin Ülke turizmimize olan etkisi Suriye’deki siyasi istikrarın sağlanma hızına ve Türkiye’nin bölgeyle kuracağı ilişkiye bağlıdır.

Suriye’de Esad rejiminin yıkılması ve ardından istikrarın sürdürülmesi, Türkiye için hem fırsatlar hem de tehditler yaratabilir. Türkiye’nin bu süreçte hızlı ve etkili bir strateji kullanması, turizm sektöründe rekabet avantajını koruma açısından kritik olacaktır. Özellikle sınır bölgelerindeki turizm potansiyelini artırma ve bölgesel iş birliği fırsatlarını değerlendirme imkânı noktasında atılacak adımlar önemlidir.

Esad sonrası Suriye ile Türk turizmine getireceği olumlu etkilerinin en önemlisi, Suriye’de barış ve istikrar sağlanmasına bağlı olarak Türkiye’nin güney sınırındaki güvenlik endişelerini azalabilecek ve güvenlik algısının artması ile dünya gezginleri arasında oluşacak bir algı, Türkiye’nin özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki turizm potansiyelini artırabilecektir.

Buna bağlı olarak Suriye’de rejim değişikliğinin ardından doğacak gelişmeler ve olumsuz etkileri en aza indirmek ve krizi fırsata çevirebilmek için Türkiye’nin turizm sektöründe Stratejik bir yaklaşımla alabileceği bazı adımlar olmalıdır.

Bu stratejik eylemleri

* Ortak Turizm Projeleri Geliştirilmesi,

* Suriye ile ortak kültürel ürünleri vurgulayan turizm rotaları oluşturulabilir. Örneğin, Gaziantep-Halep hattında gastronomi ve tarih turizmine yönelik turlar,

* UNESCO Dünya Mirası listesindeki kişilerin korunması ve tanıtımı için uluslararası iş birliği yapılması,

*Güneydoğu Anadolu’ya Yatırımların Arttırılması

* Transit ve Sağlık Turizmine Yönelik Planlama

* Tüm dünya ülkelerine verilmesi gereken bölgesel güvenlik ve imaj çalışmaları olarak sıralayabiliriz…

Ancak, Suriye’de rejim değişikliğinin ardından yaşanabilecek durumlarda Türkiye’nin turizm sektörü için karşılaşabileceği bazı sorunlar ortaya çıkabilecektir.

Tüm bunlara karşın olası zorluklar ve riskleri de göz ardı etmemek gerekir.

Bunları da;

* Güvenlik Risklerinin Tam Anlamıyla Ortadan Kalkmaması

* Suriye’de rejim değişikliği sonrasında geçiş dönemi kaosu veya bölgesel çatışmaların devam etmesi, Türkiye’nin güney sınırındaki güvenlik algısını olumsuz etkilemesi

* Göçmen Krizinin Yönetimi

* Ekonomik ve siyasi ilişkilerin belirsizliği olarak masaya yatırmalıyız…

Bu aşamada; Suriye’deki yeni rejimle Türkiye’nin nasıl bir ilişkinin kuracağı belirsizdir. Bu ilişki dostane olsa bile, ekonomik anlaşmaların ve sınır ticaretinin yeniden yapılandırılması zaman alabileceği ve Politik gerilimler devam ederse, bu durumun sürdürülebilirliği genişleyebileceği unutulmamalıdır.

Tam da bu aşamada Ülke turizmimiz açısından eksileri ve artıları arasında gidip gelen bölgesel faktörü mevcut krizi süratle fırsata çevirebilecek akılcı ve stratejik bir aklın devreye girmesine ihtiyaç vardır.

İşte bu üst akıl, bölgesel turizm iş birliği çerçevesinde Türkiye, Suriye’nin yeniden inşasında rol alarak, bu süreçte uluslararası fonları ve projeleri de devreye sokabilir. Böylece bölgesel kalkınma desteklenirken turizm de gündemde tutula bilinir.

Bu arada, Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Suriye ile ortak bir gastronomi ve sunumuna sahip olduğu unutulmamalıdır.

Bu miras hem Türkiye’nin hem de bölgedeki uluslararası arenada Gastronomi ve Kültürel Turizme Yatırım olanakları tanıtılarak önemli bir turist çekilmesine katkı sağlayabilir.

Ayrıca;

Turizm Diplomasi Stratejisi paralelinde Türkiye, bölgedeki istikrarı ve güveni teşvik eden bir turizm diplomasi politikasını benimseyerek uluslararası imajını güçlendirebilir. Ayrıca Suriye’nin turizmine destek olan bir ülke olarak kendisini konumlandırabilir.

Bu sayede oluşacak Türkiye’nin Bölgesel Liderliği altında,

Suriye’nin turizminin yeniden inşasına katkı sağlayan bir Türkiye, bölgesel egemenliğini güçlendirebilir. Ortadoğu ve Akdeniz havzasındaki turist akışlarında kilit bir geçiş noktası oluşturabilir ve tüm bunlara bağlı olarak yüksek turizm gelirleri sağlayacak sağlık, spor ve dini turizm gibi alternatif turizm türlerine yönelik altyapı ve tanıtım çalışmaları artırılabilir.

Bu çerçevede, özellikle sınır bölgelerdeki turizmin gelişmesi, yerel ekonomilerin kalkınmasını ve aynı zamanda kültürel etkileşim artar ve Türkiye’nin bölgedeki uluslararası alanda tanınırlığını sağlayacaktır.

Genel bir değerlendirme yapacak olursak,

Suriye’de Esad rejiminin yıkılması, kısa süreli sıkıntılar yaratabilir ancak orta ve uzun vadede Türkiye’nin turizm sektörü için büyük fırsat sunabilir. Türkiye’nin stratejisinin bölge ülkeleri ile turizm iş birliğini artırması, pazarlama stratejilerini güçlendirmesi ve sektörün çok sıkıntılı olduğu fiziki ve insan altyapısını geliştirmesi bu süreçte büyük önem taşımaktadır.

Bu nedenle bölgedeki jeopolitik yapıya sahip Türkiye’nin turizmde krizi avantaja çevirebilmesi için akılcı, top yekûn sektörün başta turizm profesyonellerinin ön planda tutulacağı bir strateji ile oluşturacağı aksiyon planını bugünden yarına çalışmaya başlamalıdır.

Yorum Yaz

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.