Fettah Tamince: “Hep Beraber Dibi Gördük”
Rixos Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Tamince TÜRSAB TV’nin konuğu olarak, koronavirüsün sektöre etkileri ve geleceğe ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.
TÜRSAB TV’nin ‘Turizm Gazetecileri Soruyor’ programına konuk olan Fettah Tamince, Turizm Güncel Haber Koordinatörü Savaş Daş ve Turizm Aktüel Haber Müdürü Hasan Arslan’ın sorularını yanıtladı.
Tamince’nin sorulara verdiği cevaplar şöyle:
Haziran başı itibariyle tesislerimizi açmayı planlıyoruz
Rixos Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Tamince de yaşanan salgının insanlık tarihinin gördüğü en büyük trajedilerden biri olduğunu söyledi. Hiç kimsenin böyle bir şeyi öngörmediğini belirten Tamince şu ifadeleri kullandı: “Hep beraber dibi gördük. Olabilecek en kötü senaryoyu yaşadık. Tüm tesislerimiz kapalı. Hem Türkiye hem yurt dışında ‘İyi günler gelecek’ diye bekliyoruz. Biz ne yapıyoruz. Devletimiz getirdiği kolaylıklarla birlikte çalışanlarımıza sahip çıkıyoruz. Bu süreçte çalışanlarımızdan kendilerini geliştirmelerini istiyoruz. Şubatın başında dünyadaki tüm tesislerimizi mesajla uyarmıştım. Büyük bir sorunla karşı karşıya olduğumuza dair. Öngörümüz Martta kapanmalar olacağı, Nisanda dünyadan en kötü haberlerin geleceği yönündeydi. Mayısta da ‘Ülkeler ne zaman açılacağız’ diye konuşmaya başlayacaklar diye düşünüyorduk. Bu öngörüler üç aşağı beş yukarı gerçekleşiyor. Şu anda dünya genelinde ABD ve Avrupa’da tesislerin nasıl açılacağı konuşuluyor. Türkiye de bunu konuşuyor. Mayıs sonu itibariyle duyduklarımız var. Biz de Haziran başı itibariyle tesislerimizi tekrar açabileceğimizi konuşuyoruz. Dijital platformlarda arkadaşlarımızla toplantılar yapıp yeni dönemle ilgili konseptler geliştiriyoruz”
Çin’in geri dönüşünü detaylı incelememiz lazım
Medyanın genelde hastalığın hangi sorunları yarattığı ile meşgul olduğunu belirten Tamince, ” Çin 1 milyar nüfusuyla bu işi dünyada en iyi yöneten ülkeymiş bunu gördük. Kontrol altına alma ve ölüm oranlarına baktığınızda bu ortaya çıkıyor. Çin’in ekonomik stratejilerini paylaşmamız lazım. Orada okullar, oteller, kafeler her yer açıldı. Salgının neredeyse sıfıra indiğini dünyaya duyurdu. TÜRSAB da bu konuda bir öncülük yapabilir oradaki uygulamalar açısından.” diye konuştu.
Büyük markalar otoyol gibidir, kaybetmemeliyiz
Bu süreçte devletin imkanlarının sınırlı olduğunun herkesin farkında olduğunu belirten Tamince, şu ifadeleri kullandı: “Beklentileri çok dengeli tutmak zorundayız. Bir de esnafımız, pazarcımız, işletmecimiz var. Bunların yanında bir de büyük markalar var. Elbette herkes çok önemli ama markalaşmak on yıllarca zaman alıyor. Bir ANEX bir ETS markasını oluşturmak ciddi zaman alıyor. Bizim daha önceki krizlerde karşılaştığımız ve kaybettiğimiz markalarımız oldu. Yıllar önce İskandinav pazarını kontrol eden arkadaşlarımız vardı. Bunların 10’da 1’ini geri getiremedik. Cem Kınay Bey Avusturya’yı kontrol ediyordu ve gitti bir daha geri getiremedik. GTI gitti geriye getiremedik. Bizim çok stratejik bakmamız lazım. Çok daha durumda olan sektörler de var. Türk turizminin stratejik markalarını kaybetmemeliyiz. Bunlar sektörün mihenk taşlarıdır. Otoyol gibidir. Otoyolu kapatırsanız küçük yolların hiçbir anlamı kalmaz. Bizler için tur operatörleri ve kapasiteleri de çok önemli. Barajı yapabilmeniz için önce kaynağa ihtiyacınız var. 12 ülkede işim var Türkiye kadar sektöre hızlı öneri getiren ikinci bir ülke görmedim.”
Kendi kendimize hayatı dar etmeyelim
Tamince otellere verilecek korona sertifikasıyla ilgili tartışmalar hakkındaki soruya şu cevabı verdi: ” Orada bizden bir bakanın olması heyecan verici. Her türlü tecrübeye sahip, sektöre liderlik yapan arkadaşımız bu konuda çok şanslıyız. ‘Biz buna bir standart getireceğiz, personele, hava yoluna, taşıyıcıya bir sertifika vereceğiz ilgili Bakanlıklarla bir koordinasyonla yapacağız’ deyince ben heyecanlandım. Meseleye tamamen hakim olan bir Bakanımız var, bu bizi umutlandırdı. İkinci heyecan veren gelişme de mayıs sonu itibarıyla bizim tesislerimize bir hareket getirme teşebbüsü olacak. Bu bizi sevindiren bir gelişme. Az önce de söylediğim gibi biz sıfırı gördük. Mayıs sonu itibarıyla iç pazardaki hareketlenme bizi umutlandırdı. Bakan beyin de karşılıklı olarak havalimanlarını açma teşebbüsü de bizleri sevindirdi.
Haziranda biz belli ülkelere karşılıklı uçmaya başlayacağız. Bu 1 ülke olur 3 ülke olur 5 ülke olur. Korkunç küçülmelerle karşı karşıya olan birçok ekonomi var. Bir insanın kendi çevresinde bulabileceğinden daha fazla hijyeni biz vermeliyiz. Paket servise ruhsat var. Otellerin çok ciddi anlamda hijyen ve gıda güvenlikleri vardır. Dünyada salgın hastalıklar oldu bu konulardan olayı ama Türkiye’de çok şükür. Yangın sönsün gerisi nasıl kontrol edilecek dahil olacağız. Antikor testleri aşılar gündemde. Kendi kendimize hayatı dar etmeyelim. Aşı bulununcaya kadar birçok farklı mücadele var onlar da gündemde sektörde kendi kendimize hayatı dar etmeyelim açılma başlasın Bakan beyin rehberliği önemli yoksa turizm yapamayız. Pandemi sonrasında belli yönergeler lazım turizme küresel düzeyde devam edebilmek için. 6 hafta önce otellerimizde binlerce misafirimiz vardı”
Arz talep meselesi, kimseye ‘Her şey dahil’i dayatmıyoruz
Koronavirüs sonrası ‘Her şey dahil’ sisteminin kaldırılabileceğine yönelik tartışmalarla ilgili değerlendirmelerde bulunan Tamince şu ifadeleri kullandı: “Bu konu arz talep meselesi. Tüketici razıysa azaltarak verebiliriz bir sıkıntı yok. Karşılıklı yapılan bir iş bu. Kimseye dayattığımız bir iş değil. Dünyanın hiçbir ülkesi bizimle kıyaslanamaz bu konuda. Çok ve taze çeşit sağlıyoruz. Çok iyi de servis ediyoruz. Alman’ın Mercedes’i yaptığı gibi. Açık büfe son derece hijyenik ve temiz bir ortamda sunulur bunun bir disiplini vardır. Belki şimdi bir cam koyacağız farklı şeyler yapılabilir. Temmuz-ağustos gibi bir kez daha program yapalım nereye gittiğimizi görmüş oluruz.
Elimizden geleni yapıyoruz ama çalışanımıza ‘Sen de fedakarlık yap’ diyoruz
Milyonlarca stajyer öğrenci var. Turizmi sadece otel çalışanı olarak görmemeliyiz. Restoran, mağaza da bunun bir parçası. Yangın maalesef büyük. Biz biraz da strateji gereği çok ağlamayı istemiyoruz. Ben yarın çıkıp öldüm bittim dersem benim markama büyük sıkıntı getirebilir. Hiçbirimizin eli balda değil. Sabah kalktık milyonlarca dolar gelir üreten işletmelerimizin hepsini kapattık. Çalışanımıza sahip çıkmamız lazım. Minimum giderlerimizi karşılamamız lazım. Bütün dünyada böyle. Kamu, biz ve çalışan hep birlikte fedakarlık yapacağız. Eskisi gibi bir durum yok. Rixos olarak stratejimiz kamunun bize verdiği imkanları kullanıyoruz. Taşın altına elimizi değil, vücudumuzu koyuyoruz, çalışanımıza da belli fedakarlıklar yap diyoruz. Bu şekilde geçirmeye çalışıyoruz. Bu süreçte kendinizi geliştirin, kendinize yatırım yapın, bizim geliştirdiğimiz ortak projelere de katkı sağlayın diyoruz. Çalışan arkadaşlarımızın da buna ciddi hassasiyet göstermesi lazım.
Tur operatörleri de her işe atlamamalı’ sözünü polemik olsun diye söylemedim
Tamince geçtiğimiz günlerde katıldığı bir yayında kullandığı “Tur operatörlerine destek verilmeli. Ancak şunu da söylemeliyim. Onlar da her dala atlamamalı” ifadesiyle ilgili soruya da şu cevabı verdi: Polemik olsun diye söylediğim bir şey değil. Bu kadar büyük bir krizle ilk kez karşılaşıyoruz. Bir sürü sorun oldu. Ben o sözü finansal yapısı güçlü şirketler için söylemedim. Bir arkadaşımızı uyardığımızda bir daha aynısını yaşarsan duvara çarparsın diyoruz. İnorganik örneği verildi. Neticede bana gel tur operatörü ol derseniz ben zor yaparım. Havacılık gel yap derseniz endişe duyduğum bir sektör ama bunları çok başarılı yapanlar var. Tur operatörleri bizim için çok değerli. Biz destek verelim, devlet destek versin. Onlar olmazsa bizim de olma şansımız yok. Ama sorun onlara diyoruz ki farklı sektörlere gidip yüz milyonlarca para verip otel satın alma diyorum. Otellerin hepsi zaten senin. Bizimle daha iyi diyalog kur biz sana veririz otelleri diyoruz.”
Önemli markalarımız var bu işin üstesinden geliriz
Tamince, ‘Sektöre mesajınız var mı?’ sorusuna şu cevabı verdi: Bizim ülkemiz turizm için çok önemli bir ülke. Ciddi bir gençliğimiz var. Önemli markalarımız var. Akdeniz bizde olduğu müddetçe bu markalar bizde olduğu müddetçe bu kadar misafirperver olduğumuz müddetçe biz bu işin üstesinden geliriz. Dertlenmeye gerek yok. Dünyada çok değişim var ama pandemi bazı süreçleri hızlandırdı. Bizim kesinlikle majör dediğimiz sektörü etkilemeyecek. Biz dünya turizm pastasından hak ettiğimiz büyük payı almak için kendimizi geliştirmeli, mücadele etmeliyiz, yatırım yapmalıyız. En azından servis sektöründe olan her arkadaşımız ya Rusçayı ya da İngilizceyi iyi konuşsun.
Daha fazla yatak yerine daha fazla nitelikten yanayım
Türkiye’nin 1.5 milyon yatak kapasitesine sahip olduğunu yeni kapasiteye ihtiyacının olup olmadığı sorusuna Tamince şu cevabı verdi: Bu Türkiye için büyük bir artıdır. Ama bundan sonra nitelikli yatak veya olanı nitelikli hale getirme çok daha elzem olacaktır. 70 milyon ziyaretçinin karşılığında yaptığınız her yeni yatak size yol, orman kesme, çevre kirliliği gibi getirileri oluyor. Yatağı üretirken bunun karşılığı var yolcu getirirken karşılığı var. Bizim bundan sonra fiyatlarımızı yüzde 10-20 arasında önümüzdeki 2-4 yıl içerisinde nasıl artırırız gayreti içerisinde olmalıyız. Ama Türkiye destinasyon merkezli iş yapmadığı sürece bu konuyu çözemez. Beraberce bu şehirleri (Antalya, Marmaris,) iyi kurgulayamadık. Merkezlere sanatı kültürü getiremedik. Antalya’da 30 yıl önce çok daha güzel caddelerimiz vardır. Çorbacı, terlikçi, çantacı doldu. Bizim bir ortak kültür geliştirmemiz lazım. Turist otelinden çıkmıyor. Nitelikli yatağa böyle gidilir. Kaleiçi bugün dünyanın en pahalı otellerinin olması gereken yer olmalıydı. Çözemezsek çözümü yine fazla yatakta bulacağız. Bu ülke turizm gelirini artırmak zorunda önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde. 80 milyar dolarlara gelmesi lazım. Ya daha fazla yatak ya da daha fazla nitelik. Ben daha fazla nitelikten yanayım. Bu toplumsal bir bilinç gerektiriyor.
GM Dergisinin Diğer Haberleri İçin Tıklayınız!