Çelebi: “Patronajın Yapması Gereken En Önemli Şey…”
Nevzat Çelebi: “Belirsizlik kriz ortamlarında, ahengi kaybetmemek, senkron sorunu yaşamamak için, krizlerin doğru yönetimi; dünü, bugünü doğru değerlendirip, yarının plan ve programını doğru yapabilmekle mümkün olacaktır” dedi.
Hiç bir şekilde öngörülebilir durumu olmayan belirsizlik hallerinde ve ortamlarında, ekip üyelerinden mutlak bir ahenk, uyum, senkronize olmaları isteniyorsa, ekibin ansambl olması, olabilmesi tamamen zemine, yani patronajın oluşturacağı ortama bağlıdır.
Belirsizlik kriz ortamlarında, ahengi kaybetmemek, senkron sorunu yaşamamak için, krizlerin doğru yönetimi, dünü, bu günü doğru değerlendirip, yarının plan ve programını doğru yapabilmekle mümkün olacaktır.
Bunu yapamaz, krizi yönetemez ekibi dağıtırsanız, bu ekibi ve uyumu da kaybedeceğinizi bilmelisiniz.
Asıl sorun bu ekibi ruhu ve uyumu tekrardan “ne zaman” ve “nasıl” yakalayacaksınız?
Bu noktada, anlamalısınız ki, takım üyelerinin görevleri başka, yöneticinin görevleri başka, yatırımcının görevleri başkadır.
Evet işin sahibi olabilirsiniz tabi ki, ama üzerinize düşenlerinde sahibi olmalısınız. Yaşanan sorunlar sahibi olduğunuz işe aitse, o sorunlarında sahibi sizsiniz. Ekibiniz evlerinden getirmedi ya bu sorunları.
Her sıkıntılı süreçte kenara çekilip, her şeyden sadece yöneticinizi ve ekibinizi sorumlu tutar veya onları kapının önüne koyarsanız, bu çok büyük bir haksızlık olmaz mı?
İş dünyasında; Başarılı, huzurlu, mutlu ve kazançlı olabilmenin sihri ”ortam ve iklim”dir.
Turizm ve otelcilik insan odaklı bir sektördür.
Bu sektörde ki yatırımınızda, değişime açık değilseniz, şeffaf davranamıyorsanız, iletişiminiz güçlü değilse, geri besleme yapamıyorsanız, samimi, iş birlikçi değilseniz, hakkaniyetli davranamıyorsanız, bu durumda, ortamı doğru temeller üzerine oturtamazsınız. Senkronizasyon, yani uyum bozulur.
İnsanların, yani çalışanlarınızın her birinin kendi kimyası ve dünyası da bozulur ki, sizce, bu kimin sorumluluğundadır?
İyi günde işler iyi ve yoğunken, bir aile olan ekibiniz, kendilerini şirketinizin bir parçası görüp, kendilerini şirkete ait hissederken, sıkıntıda ”krizde” ekibiniz sizden sayılmıyor mu?
Demem o ki;
Yatırımcı ”Patronaj” mikro yönetim yapıp tekil, tekil insanlarla uğraşacağına, zeminle, ortamla, iklimle uğraşsa, ekibini gerçekten şirketin iş, işleyişine dahil etse, teşvik etse, motive etse, sonra da izlese görecek “mucize”(!)ler olası mı? Değil mi?