Artık Turizmde Yeni Gerçeklik; Koruma-Kullanma Dengesi
Turizmde yeni gerçeklik olan “Koruma – Kullanma Dengesini” GM Turizm Ve Yönetim Dergisi okuyucuları için derledik.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın çok yerinde tespit edip plan bazında önemli adımlar atmaya başladığı “Sürdürülebilir Entegre bir Ekosistem” için yeniden planlanması gereken diğer önemli konu da konaklama arzının 2023 Planı’na uyumudur. Çünkü, turizmde atak yaptığımız 40 yıldan bu yana hem dünya seyahatçi nüfusu arttı hem de 2 yeni kuşak geldi.
Geçmişe oranda daha esnek ve dar-kısa zamanları olan bu yeni kuşakların, yalnız konaklama-dinlenme ihtiyaçları değil; hayata katılma, yeni yaşam tarzı deneyimleme ve destinasyon kültürüne katılarak ortak geleceğe katkı yapmasına yönelik beklentilerini de karşılamak durumundayız. Bunun yolu da hiç kuşkusuz; verilen hizmetlerin devamlılığını, değişebilirliğini ve adaptasyonunu sağlamaktan geçiyor. Türkiye turizmi ilk yıllarda pazarda tutunabilmek için büyük ölçekli yatak arzına, bunu destekleyen Her Şey Dahil gibi sistemlere yönelmek durumunda idi.
Bu yöntemlerle büyük başarı sağlandı. Bugün 2020 için 58 milyon turist, 40 milyar Dolar’dan fazla gelir hedefliyoruz. 2019’da 75 milyon Dolar olan tanıtım bütçemizi 2020’de 180 milyon Dolara çıkardık.
Diğer yandan, yeni tesis yatırımlarında da seçicilik getiriyoruz. Grafiklerden de görülen 40 yıllık birikimin, daha esnek ve dengeli dağılımla, sürdürülebilir olacağı yeni bir 10 yoldayız.
Bu yüzden 2023 Turizm Master Planı’mıza tüm il ve sektörlerinin sahip çıkması gerekmektedir. Keza 2023 konjonktürel-geçici bir felsefe değildir.
Öte yandan Bakanımız Sayın Ersoy’un da vurguladığı gibi Türkiye, trendi belirleyen ülke olacaksa, rakiplerimizin, özellikle yatak arzı konusundaki yapılanmasına benzer bir modeli kurmalıdır.
Ancak bunu yaparken de elimizdekilerin; talebi daha ne kadar sürdürülebilir kılacağını da sağlam fizibilitelerle desteklemeliyiz. Keza, tanıtma umudumuz TTGA’nın yalnız, zaten satılabilir olan büyük ölçekliler için değil, tüm arzı dikkat alacak bir yapı olduğunu başından beri biliyoruz.
Çerçeve belirlendi
İşte bu gerçekleri, Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Ersoy da çok net açıkladı.
Türkiye’nin turizm gelirinin yüzde 40’ının Marmara, yüzde 40’ının Akdeniz, yüzde 10’unun Ege’den, ve kalan kısmın da Anadolu’nun diğer bölgelerinden elde edildiğini belirten Bakan Ersoy, “Bu sürdürülebilir bir politika değil. Başta Ege olmak üzere Anadolu’nun turizmden aldığı geliri artırmamız gerekiyor. 40 kereden fazla aynı bölgeye giden turistler var. Eğer onları yeni bölgelerle tanıştırmazsak başka ülkelere kaptırırız. Bu sebeple her bölgenin kendi turizm potansiyelini ortaya çıkaracak yeni yatırım ve tanıtım politikaları üzerinde çalışıyoruz.” dedi. Aydın’ın Didim ve İzmir’in Çeşme ilçelerinde yeni örnek projeler üzerinde çalıştıklarını belirten Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, bu projelerin; doğaya saygılı, emsal yoğunluğu düşük, yatay mimari ile inşa edilmiş, 12 ay açık kalacak yapıya sahip ve esnafada çalışma ortamı sağlayan projeler olacağına vurgu yaptı.
Rakibimiz kim?
Türkiye 2023 Master Planı ile pazardaki dengeleri çok iyi gördüğünü ortaya koymuştur.
Bu anlamda sektörün; rakiplere bakışı da değişmektedir.
Çünkü Türkiye turizmi, yıllarca hep İspanya’ya baktı. Onu geçmek veya yakalamak bir hedefti. Oysa Türkiyemiz’in değerleri dikkate alındığında rakibin İspanya olmasından daha önemli gündemleri vardır. Mesela; ister İspanya ister İtalya ve ister Fransa olsun, yeni rakip ve hedeflerimizin detayları bu ülkelerin kitle turizmi dışında görünmeyen yüzleridir.
Türkiye, yeni dönem için önemli adımlar için daha fazla kaynak ayırmaya başlamıştır. Özellikle tanıtımda; İspanya’nın bütçelerini yakalayan ve geçen bir kaynağı devreye almıştır. Şimdiki adımlar, bu kaynakların; yapılabilir, sürdürülebilir çalışma ve uygulamalarla verimli şekilde kullanılmasıdır ki zaten yasamız bu yetkiyi ilk defa sektöre sunmuştur.
Kaynak : AKTOB
GM Dergisinin Diğer Haberleri İçin Tıklayınız!