İlban: “Kış Turizmi Var mı, Yok Mu?”
Prof. Dr. Mehmet Oğuzhan İlban:” Kış Turizmi Var Mı, Yok Mu?” başlıklı yazısını Gm Dergisi’nin okurları için paylaştı.
Bu ay ki köşe yazısına başlamadan önce Suriye’de şehit düşen Mehmetçiklerimize Elazığ depremi ve Van’da meydana gelen Çığ felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar, yakınlarına ve ülkemize sabır ve başsağlığı diliyorum.
Şu soruyu sormadan da yapamıyorum; Van ilimizde meydana gelen Çığ felaketinde birçok vatandaşımızı kurtarabilmiş olmanın sevinciyle birlikte acaba sınıfta kaldık mı kalmadık mı? Bunun akabinde “Bakanlıkların, AFAD’ın ve yerel yönetimlerin arama kurtarma faaliyetlerinde yaptığı hatalar var mı?” ve benzeri sorularla devam ederken, acaba kış turizm merkezlerinde meydana gelebilecek çığ gibi büyük doğal sorunlara karşı turizm sektörü olarak bizler hazırlıklı mıyız? Soğuk kış günlerinde içimizi daha da soğutan bu haberleri aldıktan sonra, bu ayki konuyu Kış turizmi olarak belirlemek istedim. Türkiye, mevsim çeşitliliği ile yaz turizmi kadar kış turizmine de uygun bir coğrafi bölgede bulunmaktadır. Konum avantajının yanı sıra, özellikle kış tatili ve kış sporlarını seven yerli ve yabancı turistler için de önemli bir potansiyele sahiptir. 2016 yılında kış turizmi kapsamında Türkiye’yi ziyaret eden turist sayısı 4 milyon civarında gerçekleşirken, 2019 yılına gelindiğinde 7 milyona yakın sayılara ulaşılmıştır.
Yaklaşık % 40’lık pozitif değişime denk gelen bu artış, acaba
2020 yılında da devam eder mi? Ya da yaşadığımız doğal afetlerde risk yönetimini ve bu doğrultuda alınması gereken önlemleri almamamız ve doğru bir kriz yönetim planını yapamamamız nedeniyle sekteye uğrayıp, 2020 yılı kış turizmi açısından bu kadar üzücü haberlerle birlikte üzülmemize neden olabilecek yeni sorunların ortaya çıkabileceği bir yıl mı olacak? Bu soruların ışığında öncelikle kış turizm merkezlerinden bahsetmek isterim. Yazının ilerleyen kısımlarında istatistiklerle açıklayacağım, ancak Türkiye’deki 29 kış turizm merkezinin 13 tanesinin atıl durumda olduğu ve 7 tanesinin de kısmen faal olduğu sonucuna ulaşmak, sanırım 2023 stratejileri bağlamında alternatif turizm yaklaşımları ile turizmi 12 aya yayma stratejisinin sıkıntılı olacağını düşünmemize sevk ediyor bizleri. Bununla birlikte, kış turizminde dünya’da 18. sırada olmamızın sebebi atıl yatırımlarımızın olması mı? Yoksa kış turizmi bağlamında bir imaj sorunumuzun olması mıdır? Bilinmez! Ya da kış turizm merkezlerimizi yeteri kadar pazarlayamıyor muyuz ve destinasyon yönetimini etkin şekilde yapamıyor muyuz? Tam da 2023 stratejik eylem planlarının tartışıldığı bu dönemde, üzerinde durulması gereken konulardan bir tanesi olmalı bence Kış Turizmi.
Kış turizmi açısından çok değerli kaynakları olan ülkemizin, bundan sonraki yatırımlarının nasıl olacağı da önemle üzerinde durmamız gereken bir husus değil midir? 2014 yılında kış turizm merkezlerinin nerelerde konumlandırılacağı gibi önemli adımlar TÜRSAB’ın 2014 kış turizmi raporunda müjdeleniyor ve kış turizmi master planının hazırlanacağı belirtilmiştir. Ancak bu konularla ilgilenen biri olarak henüz belirtilen bu master plana ulaşamadım. Bu nedenle, daha bütünsel yaklaşımlarla yapacağımız eylemlerin arkasında durmayı tavsiye ediyorum. Bununla birlikte, Türkiye’de faaliyet gösteren kış turizm merkezleri, turist sayıları gibi istatistiklere değinmek kış turizminin önemini anlamamız açısından daha faydalı olacaktır düşüncesindeyim. Peki Türkiye önemli kış turizm kaynaklarına sahip ve potansiyeli yüksek bir ülke olarak, kış turizminin gerçekleştirildiği Aralık, Ocak ve Şubat aylarında ne kadar turist ağırlamaktadır. Aşağıdaki tabloda 2017-2019 yılları Aralık, Ocak ve Şubat aylarında Türkiye’ye gelen turist sayısına yer verilmiştir.
Tablo 1. 2017-2019 Yılları Arasında Kış Aylarında Türkiye’ye Gelen Turist Sayısı
2017 | 2018 | 2019 | |
ARALIK | 1.384.622 | 1.892.737 | 1.999.642 |
OCAK | 1.494.891 | 1.932.686 | 2.113.909 |
ŞUBAT | 2.077.140 | 2.434.816 | 2.671.511 |
TOPLAM | 4.956.653 | 6.260.239 | 6.785.062 |
Tabloyu incelediğimizde kış aylarında gelen turist sayısının her yıl belirli bir oranda artış gösterdiği görülmektedir. 2019 yılında, 2017 yılına göre %40’lık bir artış meydana gelmiştir. Üç yıl içerisinde gelen turist sayısında meydana gelen bu değişim aslında bizlere turistlerin alternatif turizm çeşitlerinden biri olan kış turizmi faaliyetlerine yönelmeye başladıklarının ve pazarın büyümekte olduğunun bir göstergesi değil midir? Ayrıca turist sayısında meydana gelen bu artış, kış turizminin ne kadar önemli olduğunu da göstermektedir.
Tablo 2. 2017-2019 Yıllarında Tam Faal ve Diğer (Yarı Faal) Turizm Merkezlerindeki Tesislere Gelen Turist Sayısı
2017 | 2018 | 2019 | |||||||
Ocak | Şubat | Aralık | Ocak | Şubat | Aralık | Ocak | Şubat | Aralık | |
Erzurum (Palandöken) | 36.716 | 32.343 | 39.978 | 47.975 | 42.223 | 40.229 | 34.724 | 42.720 | 47.157 |
Bursa (Uludağ) | 161.862 | 155.046 | 152.920 | 200.751 | 166.447 | 145.337 | 232.906 | 162.670 | 159.568 |
Bolu (Köroğlu Dağı) | 48.276 | 46.290 | 41.160 | 54.814 | 44.525 | 49.281 | 92.876 | 50.700 | 49.358 |
Kayseri (Erciyes) | 40.586 | 36.761 | 34.489 | 43.427 | 40.590 | 18.282 | 72.220 | 41.569 | 36.835 |
Kastamonu (Çankırı Ilgaz) | 14.942 | 13.053 | 15.527 | 15.648 | 13.358 | 8.994 | 9.552 | 14.976 | 16.953 |
Kars (Sarıkamış) | 12.760 | 13.791 | 14.425 | 27.669 | 23.328 | 17.836 | 44.336 | 28.202 | 19.126 |
Kocaeli (Kartepe) | 61.187 | 64.642 | 67.105 | 68.268 | 59.765 | 48.826 | 76.314 | 58.546 | 71.103 |
Isparta (Davraz Dağı) | 24.584 | 25.084 | 20.211 | 21.372 | 21.380 | 21.411 | 28.030 | 27.843 | 23.712 |
Sivas (Yıldız Dağı) | 19.279 | 17.586 | 22.919 | 21.455 | 20.866 | 20.520 | 13.710 | 22.479 | 23.171 |
Diğer( Yarı faal merkezler) | 91.871 | 103.802 | 120.693 | 115.057 | 114.095 | 110.294 | 109.152 | 110.796 | 219.948 |
Toplam | 512.063 | 508.398 | 529.427 | 616.436 | 546.577 | 481.010 | 713.820 | 560.501 | 666.931 |
Genel Toplam | 1.549.888 | 1.644.023 | 1.941.252 |
Tablo 2’yi incelediğimizde
kış aylarında faaliyet gösteren 9 (tam faal) kış turizm merkezinin bulunduğu illerdeki tesise geliş sayılarında da her yıl belirli bir oranda artış olduğu görülmektedir. İstatistikler bize kış turizminin her geçen yıl ülke turizmi için son derece önemli bir ana kaynak olacağını gösterirken, acaba biz 2023 stratejilerinde belirtilen hedeflere kış turizmi açısından hazır mıyız?… 2023 Türkiye Turizm Stratejisi’nde Erzincan, Erzurum, Ağrı, Kars ve Ardahan illerini kapsayan bir kış turizm koridoru belirlenmiştir. Ancak tam olarak faaliyet gösteren turizm merkezlerinin bulunduğu illere baktığımızda, koridorda yer alan Erzincan, Ağrı ve Ardahan’da faal tesislerin bulunmaması bizlere bu stratejilerin tam anlamıyla uygulanabilmesinin zorluğunu göstermektedir. Tam burada aklımıza önemli bir soru daha gelmektedir; 2007’de temelleri atılan bu koridorda yer alan kış turizm merkezleri 2023 yılına kadar tam olarak faaliyet gösterebilecek mi? Ayrıca yine 2023 Türkiye Turizm Stratejisi kapsamında 500.000 yatak artışının hedeflendiği söylenmişti. Bu yatakların planlamasında kış turizm merkezleri ya da belirlenen koridordaki tesisler yer almakta mıdır? Yine tabloda yer alan verilere baktığımızda Kastamonu (Çankırı Ilgaz), Kars (Sarıkamış), Isparta (Davraz Dağı) ve Sivas (Yıldız Dağı) illerinde bulunan kış turizm merkezlerinin tesise geliş sayıları diğer merkezlere göre oldukça düşük kalmıştır.
Bu illerde yer alan kış turizm merkezlerinin geliştirilmesi için 2023 stratejileri bağlamında mutlaka yapılacaklar vardır.
Ancak ne denli yeterli olacak göreceğiz. Ayrıca 29 kış turizm merkezinin 13’ü atıl durumdadır ve bu merkezlerde var olan atıl arz kapasitesini değerlendirmek için ne gibi çalışmalar yapılmaktadır? bunu da merak etmiyor değiliz… Diğer taraftan Türkiye’de Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na bağlı faaliyet gösteren Kalkınma Ajansları turizm altyapısının geliştirilmesine yönelik Mali Destek Programı kapsamında ciddi finansal destek sağlayan hibeler vermektedir. Yukarıda belirtilen bu iller, bağlı oldukları Kalkınma Ajansları’na kış turizminin geliştirilmesine yönelik projeler sunabilirler. Bu kapsamda yerel yönetimlerin aktif olarak turizmin geliştirilmesinde rol oynamaları önemli olacaktır. Bir örnek vermek gerekirse, 2019 yılında Isparta, Antalya ve Burdur’un bağlı olduğu Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA), Turizm Altyapısının Geliştirilmesi Mali Destek Programı Teklif Çağrısında bulunmuştur ancak kabul edilen projeler (11 adet) ve yedek liste içinde 1 tane bile kış turizminin geliştirilmesine yönelik proje bulunmadığı gözlenmiştir. Bunu özellikle belirtmemin sebebi yukarıda adı geçen illerdeki yerel yönetimlerin, üniversitelerin ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği çerçevesinde kış turizmine yönelik projeler üretmelerinin çok önemli olduğunu vurgulamaktır.
Peki kış turizmi gün geçtikçe önemli bir turizm yaklaşımı olarak karşımıza çıkmasına rağmen,
“Türkiye, rakip ülkelerle rekabet edebilecek bir kış turizm merkezine sahip midir?” sorusunu kendimize sorduğumuzda ne durumdayız sizce? Aslında soruya verilecek cevap çok basit; rekabet edebilecek düzeyde kış turizm merkezlerine sahip değiliz. Bunu verilerle açıklamak gerekirse, Türkiye’de Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre toplamda 29 kış turizm merkezi bulunmaktadır. TÜRSAB’ın 2015 yılında yayınladığı rapora göre; Bakanlık dışında farklı kurumlar tarafından kayak merkezi olarak belirlenen yerler ile toplamda 51 kayak merkezi bulunmaktadır. Mevcut durumda Bakanlık belgeli var olan tesislerin 9’u faal, 7’si kısmen faal ve 13 faal değildir. Ayrıca Bakanlık belgeli merkezlerin (faal+kısmi faal) sahip olduğu toplan yatak sayısı 11.459’dur. TÜRSAB’ın 2015 yılında yayınladığı rapora göre Almanya’nın 498, İtalya’nın ise 349 kayak merkezi bulunmaktadır. Sizce bu veriler doğrultusunda mevcut kaynaklarımız ile rakip ülkelerle rekabet edebilir miyiz? Ayrıca Avrupa’da kış turizmi bazı festival ve etkinliklerle de desteklenerek ürün çeşitliliği sağlanmakta ve turist sayısında da artış yaratılmaktadır. Örneğin Hallstatt (Avusturya), Tallinn (Estonya), Salzburg (Avusturya), Nürnberg (Almanya), Rovaniemi (Finlandiya), Abisko (İsveç), İnterlaken (İsviçre) kış turizmini çeşitli kış etkinlikleri ve festivalleri ile birleştirmeyi başarmış Avrupa destinasyonlarıdır.
Resim 1. Türkiye’deki Kış Turizm Merkezlerinin Coğrafik Dağılımı
Kış turizm merkezlerinin coğrafi dağılımına baktığımızda birçok bölgede kayak merkezinin bulunduğu görülmektedir.
2023 Türkiye Turizm Stratejisi’nde ise Erzincan, Erzurum, Ağrı, Kars ve Ardahan illerini kapsayan bir koridor belirlenmiş ve buraların geliştirilmesi için adımlar atılmıştır. Peki atılan bu adımlar önceki yazılarımda da değindiğim gibi sadece yazıdan ibaret olan vaatler olarak mı kalacak! Bizim en büyük eksiklerimizden biri söylediklerimizi uygulamaya koymakta geç kalmamız ve en önemlisi de uygulamaya geçirdiğimiz planları denetlemiyor olmamız değil mi? Eğer biz uygulamaya koyduğumuz planları denetlemezsek başarıya ulaşıp ulaşamadığımızı nasıl belirleyeceğiz? Bu durum boşa kürek çekmekten başka bir şey değildir. Ayrıca Türkiye’nin birçok bölgesinde kış turizminin gerçekleştirilmesi potansiyeli var iken biz neden tek bir koridor oluşturuyoruz? Neden diğer turizm merkezlerini de geliştirmek için adımlar atmıyoruz? Eğer farklı koridorlar oluşturuluyorsa bunlar hangi bölgeleri kapsıyor? soruları kış turizminin gelişmesi açısından cevaplanması gereken en önemli konulardır.
Sonuç olarak
gün geçtikçe önemli hale gelen kış turizminin geliştirilmesi ve daha fazla turistin gelmesi için Türkiye olarak neler yapıyoruz ya da neler yapmalıyız? Bu konu kapsamında atılmış somut adımlar var mı? 2023 Türkiye Turizm Stratejisi’nde kış turizmini geliştirmek için verilen vaatler yine mi yazıdan ibaret olacak? Bunlarla birlikte iklim değişikliğinin kış turizmini doğrudan nasıl etkilediğine dair tüm dünyada yapılan çalışmalar dikkate alınmakta mıdır? Eğer ülke olarak turizmden aldığımız payı arttırmak ve turizm faaliyetlerini 12 aya yaymak istiyorsak tüm bu cevapsız soruları cevaplamamız gerekmez mi?
Türkiye’de kış turizmi Var mı? Yok Mu?