ATAV – Antalya Tanıtım Vakfı Başkanı Yeliz Gül Ege ile Tanıtımın faaliyetlerini, kongre turizmini ve Türk turizminin içinde bulunduğu durumu değerlendirdik. Tanıtım konusunda kadın objesini ön plana çıkaran projelerinden bahseden Ege, Türk turizmi hakkında iç pazarın potansiyelinin kullanılamadığını dile getirdi.
GM DERGİ ÖZEL HABER
Antalya Tanıtım Vakfı – ATAV Başkanı Yeliz Gül Ege
Öncelikle başkanlık göreviniz hayırlı olsun. ATAV’ı Antalya turizmi için güçlü bir yapı, siz de Antalya turizminde kadın olarak güçlü bir yöneticisiniz. Bu iki güç birleşince nasıl bir değişim ATAV’ı bekliyor?
22 yıllık bir geçmişe sahip. Rahmetli Mustafa Çalık ve Nizamettin Şen’in başkanlık yaptığı, Antalya’nın tanınmış insanlarının kurduğu Antalya’nın tanıtım vakfı. Geçmiş dönem başkanımız 17 yıl başkanlık görevini büyük fedakarlıklarla yaptı. Bir ilki gerçekleştirdi ve istifa ederek yerini bir kadına verdi. Ben görev verilemez alınır diyerek bu göreve talip oldum ve yönetim kurulundaki arkadaşlarımızda uygun görmesiyle bu görevi aldım. Bizim ATAV olarak fuar katılımlarımız sürecek ve destinasyonumuzun tanıtımı için elimizden gelenin en iyisini yapmaya devam edeceğiz.
Antalya’nın mass turizm haricindeki alanlara ilgili çekmek için yola çıkan vakıf bu konuda sizinle birlikte neler yapacak?
Antalya’nın yemeklerini ve Antalya’nın yer altı zenginliklerini tanıtımda kullanmayı ve bu güzelliklerin farkındalığının artırmak için projelerimiz var. Türkiye’de gördüğümüz kadarıyla bir gastronomi bilinçlenmesi ve algıda uyanış söz konusu. Bu konuya 2017 yılı damga vurdu. Alaçatı’daki Ot Festivali, Adana’daki Lezzet Festivali bunlara örnek. Aslında var olanları ortaya çıkarmak. Biz de bunu şehrimizde gerçekleştirmek istiyoruz.
KONGRE TURİZMİNDE YÜZDE 60 GERİLEDİK
Sizin bünyenizde var olan Kongre Bürosu’nun faaliyetleri ve düşüş gösteren bir kongre turizmi var. Bu konudaki görüşlerinizi alabilir miyiz?
Ülkemizin politik duruşundan kaynaklı bir imaj sıkıntımız var. Bu imaj sıkıntımız geçmişte de vardı ama biz bunu yaptığımız tanıtımlarla ve burada konaklayan misafirimizin ağızdan ağıza yayılan söylemleriyle en aza indirmeyi başarmıştık. Bu algı üzerinde yoğun çalışmalar içerisindeyiz. Uluslararası kongrelerin düşüş oranlarına yıllara göre baktığımızda 2014 yılında 113 ulusal, 98 uluslararası, 2015 yılında ulusal 74, 72 uluslararası, 2016 yılında ise ulusal 68, uluslararası kongre sayısı 42’ye düşmüş. Kongre turizminde en yüksek dönem olan 2014’e göre 2016 yılını karşılaştırdığımızda yüzde 60’lık bir düşüş söz konusu. 2017 yılı resort turizmimizi arttı, kongre turizm artmadı. Ancak biz bu konuda olumsuz değiliz. Fuarlarda birebir görüşme yaptığımız insanlar var. Ülkemizdeki hizmeti başka yerde alamadıkları için ne kadar ülkemize istikrarsız ve terör ülkesi deseler de ülkemizden vazgeçemeyen bir kitle var.
Direk seferlerin olmayışı esasında kongre turizmini en çok etkileyen sebep. Bu sorunu çözmek için çalışmalarınız olacak mı?
THY’nin bu konuda Doğu ülkelerden Antalya’ya seferler koyma girişimlerinin olduğunu duyuyoruz. Avrupa’ya yönelik bu sinyali alamıyoruz maalesef. Bu konuda ciddi bir politik irade şart. Talep arzla alakalı hiçbir sıkıntımız yok. Bu konuda politik iradeye sahip insanlar var ki Dış işleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu bu konuda sektörün yanında duran isim. Ama bu konu da umutsuz değilim.
Türkiye tanıtımı değerlendirir misiniz ve neler yapılmalı?
Türkiye’nin genel tanıtımındaki stant düzeni ve dizaynı ile ilgili problemlerimiz var. Bakanlığın bölgelere ayırdığı yerler ve görsellerde sıkıntılar var. Bölgeleri ifade eden görseller konusunda tanıtım vakfı olarak yardımcı olmak isteriz. Her bölgeye özgün görsellerin seçilmesi tüketici algı yönetiminin yapılması önemlidir. Bu yıl ITB Fuarı’nda yapmayı planladığımız bir projemiz var bunu Antalya Valimizde ve Bakanlıkta destekliyor. Antalya Kadın Müzesi’nde yapmış olduğumuz Yörük Gelinleri Defilemizi ITB‘ye taşıyarak orada defile gerçekleştirmeyi ve Türk kadını ile Türkiye’ye bakış açısını değiştirmeyi hedefliyoruz. Amacımız, Türk kadınının tanıtım elçisi olduğunu ve modern cumhuriyet kadını imajını Türkiye’ye göstermek istiyoruz.
YATIRIMCI BİR ŞEY ALIRKEN 10 KERE DÜŞÜNÜYOR
Otelcilik yönünüze dönecek olursak siz krizde neler yaşadınız, yatırımcı olarak sizce turizm nasıl kurtulur desek neler söylersiniz?
Rus uçağının düşürülmesiyle birlikte Türk Turizmi, 10 yıllık bir gerileme çağına girdi. Antalya’da Valimiz Alaaddin Yüksel ile birlikteyken “10 Milyona Doğru” diye bir hedef belirlemiştik. Şu anda sene 2017 ve yine Münir KARALOĞLU Valimizle de “10 milyona doğru” hedeflerini telaffuz ediyoruz. Sevindirici olan, tabii ki istisnalar kaideyi bozmaz, ama hizmet kalitemizi çok iyi koruduk. Eğer hizmet kalitemizi korumamış olsaydık, 2017 yılında bu rakamları bu kadar kolay elde edemezdik. Öte yandan ÖTV artarken bunları fiyatlarımıza yansıtmadan fiyatlarımızı daha da düşürerek aynı hizmeti vermeye uğraş verdik. Bu anlamda Antalya’daki turizmcileri ayakta alkışlamalıyız. Tabii ki bunları zarar ederek yapabildik. Hepimiz zarar ettik. Bu yıl zararın bir miktar üzerine çıkanlarımız olsa da çoğumuz yine zarar etti. Yatırımcı artık bir şeyi alırken 10 kere düşünüyor, artık otellerimizi çok kolay yenileyemiyoruz. Bu krizle birlikte sektör kendi içinde kenetlendi. Ama krizle birlikte sektör bir duvara çarptı. Vakti zamanında bu sektörde çok kolay paralar kazanıldı.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Turizm Sektörü 2016 yılındaki çöküşle 2017 de şaha kalktı ancak Avrupa pazarı olmazsa olmazımızdır. Ortadoğu ve benzeri ülkelerle çeşitlendirilerek turizm kurtulamaz. Orta Doğu sayısal anlamda turizmi patlatabilir, ama hizmet anlamında hizmetin gerilemesine sebep olur. Bu insanlar geri olduğu için değil, bu insanların aldığı hizmet kalitesi ve talebiyle Avrupalı turistin talebi aynı değil. Biz hizmetimizi iyileştirmek için mutlak suretle Avrupa pazarıyla çalışmalıyız. Bana göre en büyük değerimiz İç Pazar. Ülkemizde yenilikçi bir nüfus var. Yemeyi ve içmeyi seven bu potansiyeli kullanmıyoruz ve hafife alıyoruz. Biz ATAV olarak bir gastronomi festivali planlıyoruz ve bunu da Kaleiçi’nde gerçekleştirme arzusundayız. Biz festivallerin sayısını artırarak iç pazarın potansiyelini de kullanacağız.