Limak Grubu Turizm Koordinatörü Kaan Kavaloğlu, BloombergHT’deki ”Finans Merkezi” programına katılarak sektörün gündemine ve Limak Grubu’na ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
2017 turizm sezonunun iyi gittiğini belirten Kaan Kavaloğlu, ”Grup olarak 2015’e göre yüzde 20 gerideyiz ancak 2016’ya göre ise yüzde 30 daha iyi durumdayız. 2016’ya kıyasla gelen ziyaretçi sayısında da gelirde de kayıp yok. Sadece bizim ”ortalama fiyat” diye adlandırdığımız paket tur fiyatlarını gerektiği kadar yükseltemediğimiz için bu yıl çok büyük bir artış olmayacak.” dedi.
”ÜÇÜNCÜ HAVALİMANI GÖLGESİNDE YENİ YATIRIMLA İLGİLENİYORUZ”
Limak Grubu’nun yeni yatırım planları ile ilgili de bilgi veren Kavaloğlu, ”Limak Grubu üçüncü havalimanını işletecek konsorsiyumun içinde. Dolayısıyla o bölgede yeni yatırımla ilgileniyoruz. Esas en önemlisi ise 2018’in hemen başında açacağımız Limak Kıbrıs oteli. 600 odalı ve yaklaşık 120 milyon dolara mal olan bir tesis.” dedi.
”KKTC’DE YATIRIM GERİ DÖNÜŞÜ ZOR”
”Kıbrıs son 10 yıldır bizim gözbebeğimiz” diyen Kaan Kavaloğlu, ”İnşaat ve girdi maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle Kıbrıs’taki otelin yatırım maliyeti biraz daha zor dönecek gibi duruyor. Kıbrıs’a büyük bir izolasyon uygulanıyor ve Kıbrıs turizmde hak ettiği payı alamıyor. Uçaklar direkt Kıbrıs’a uçamıyor, seferler Türkiye aktarmalı yapılıyor. Kıbrıs’a 1.5 milyonluk bir yolcu girişi var ve bunun 1 milyon 150 bini Türk, geriye kalanı yabancı miasfir. Yani 350 bin yabancı misafirin gittiği bir yerde turizm hareketini konuşmak çok zor. Güney Kıbrıs’ın büyük bir baskısı var. Avrupa’dan direkt uçuşun olmaması ise oradaki turizmin büyümesini engelliyor. Ancak son zamanlarda biraz gelişme var. Rum tarafından girişler olmaya başladı. Rum tarafı bu konudaki kısıtlamaları biraz azalttı gibi görünüyor. Bizim oradaki yatırımımızın geriye dönüşü biraz daha geç olacak ama orada olmamız gerekiyordu. Yatırımcılarımız bu konuda ciddi bir karar aldılar ve KKTC’ye turizmine bir ivme kazandırmayı düşünüyoruz.” dedi.
”ÇÖZÜM OLMAYACAK GİBİ DE KENDİMİZİ HAZIRLIYORUZ”
Kıbrıs’ta çözüm sürecini yakından takip ettiklerini belirten Kavaloğlu, birkaç kere çözümün kıyısından dönüldüğünü belirttti. Kavaloğlu, ”Bu konuda ben her zaman optimizm ile pesimizm arasında bir denge yakalamyı tercih ederim. Burada da dengeli bakıyoruz. Barış görüşmeleri tamamlanırsa burada elbette ciddi bir turizm hareketi olur ama biz olmayacak gibi de kendimizi hazırladık.” değerlendirmesini yaptı.
Kavaloğlu, programında devamında şunları söyledi:
”RUSYA’DA PAKET TUR FİYATLARI YÜZDE 30 GERİDE”
”Rusya pazarında istikrar sağlandıktan sonra bu ülke vatandaşlarının tercihi ciddi anlamda Antalya ve Türkiye oldu. Geçen sene hemen hemen hiç Rus gelmemişti ama 2017 yılında 2015 seviyesine ulaştı. Ancak paket tur satışları 2014 ve 2015 yılının yüzde 30 gerisinde gidiyor.
”TURİZM ALGI YÖNETİMİNDEN ETKİLENİYOR”
Rusların geldiği 2017 yılında geçen yılki kadar Alman ve batı Avrupalı turist gelseydi, bu sene turizmle ilgili hiç kötü bir şeyden bahsetmiyor olurduk. Avrupa’da Türkiye’ye dönük ciddi bir algı yönetimi yapılıyor ve biz de turizm sektörü olarak bundan etkileniyoruz.
”BATI AVRUPA’DA YÜZDE 40-45 KAYIP VAR”
Özellikle Benelüks ve İskandinav ülkeleri ile Almnya çok ciddi düşüş gösteriyor. 2016 rakamları zaten düşmüştü. 2017’ye göre ise yüzde 20-25 azaldı. Bu da en iyi yılımız 2015’e kıyasla yüzde 40-45’e varan düşüş anlamına geliyor.
”RAKAMLARIN ESKİ SEVİYESİNE YÜKSELMESİ BATI AVRUPALI TURİSTE BAĞLI”
Ülkedeki turizm hareketinin kaynağına iyi bakmak lazım. 2014-15 yıllarında biz paket turda 820 doları üzerine çıkmıştık. 2016 yılında bu rakam 700 doların altına düştü. Bu rakamın eski seviyeye gelebilmesi için bir defa Batı Avrupalı turistin Türkiye’yi tercih ediyor olması lazım. Hem Avrupa hem Rusya tercih ettiğinde fiyatlar yükselir. Ancak Avrupalı turist gelmeyince Rusya’daki en yüksek potansiyeli almak adına fiyatlar düşüyor.
”ORTA DOĞULU TURİST YIL GENELİNE HOMOJEN DAĞILMIYOR”
Türkiye son 5 yıldır Orta Doğu’dan ciddi turist çekiyor. Ancak tıpkı yurt içinde olduğu gibi, Orta Doğu ziyaretçisi de belli dönemlerde geliyor. Genellikle temmuz-ağustos döneminde geldikleri için yıla yayılan bir homojen dağılım olmadı. Bu da Avrupa’dan doğan kaybı çok fazla dolduramadı.
Avrupa’da şu anda ciddi bir ekonomik kriz yok. Avrupalı turistin şu anda gelmemesinin nedeni, Avrupa basınında çıkan ve algı yönetimi üzerine kurulu olan olumsuz haberler.
”SADECE ALMANYA VE İNGİLTERE’DEN BESLENİYORUZ”
Dünyanın en büyük 5 turizm kaynak pazarı ABD, Çin, Fransa, İngiltere ve Almanya. Biz bunların içinden sadece Almanya ve İngiltere’den besleniyoruz. Turizmi çeşitlendirip, bölgesel olarak farklı dallara yayamazsanız geliri sadece belli turizm çeşitlerinden alabiliyorsunuz. Dolayısıyla en ufak dalgalanma veya kötü haberden etkileniyorsunuz.
”ABD VE ÇİN’DEN SADECE KÜLTÜR TURİSTİ ALINABİLİR”
Çin ve Hindistan’dan Türkiye’ye turist getirilmesi uzun süredir konuşulan bir konu. Buralardan ziyaretçi alabilmeniz için o ülkelere yakın turizm bölgelerine alternatif yaratabilmeniz gerekiyor. Burada sadece ABD ciddi bir kaynak ve o da kruvaziyer turizminin gelişmesiyle ilgili. Ancak son 3 yıldır o alanda da büyük gerileme yaşanıyor. Dolayısıyla ABD ve Çin’den sadece kültür turisti alabilirsiniz.
”KRİTİK KONU GELİRLERİN ARTMASI”
Özellikle banka kredisi kullanılarak yapılan yatırımlarda çok ciddi problemler yaşanıyor. Bu problemlerin yaşanmasının sebebi bu krizlerin çok kötü anlamda etkilemsinin dışında finansal boyutunun da olması. Otellere ciddi bir devlet desteği var. Bunlarla turizm önemli oranda nefes aldı ancak sektörün kendini tam anlamıyla kurtarması ancak gelirin artmasıyla mümkün olabilir. Şu andaki kritik konu gelirlerin arttırılması.
”SİZ YUNANİSTAN’A ALTERNATİF OLUŞTURAMAMIŞSANIZ…”
Yunanistan’ı Türkiye’ye karşı potansiyel bir tehdit olarak görmüyorum. Siz Yunanistan’a alternatif oluşturamamışsanız bu sizin sorununuz. Turizm herkesin kendini rahat hissedeceği, istediği yere seyahat edeceği bir sektör. Öte taraftan, bizim zor zamanlardaki iki temel kurtaıcımız, iç pazar ve gurbetçilerimiz. /TurizmGüncel