İşte Mevlüt Tezel’in yorumları:
“Reina’nın ortağı Ali Ünal, Habertürk yazarı Esin Övet’e bundan sonra o arazide bir eğlence mekanı yapmayacağını açıkladı: “O kadar insanın öldüğü yerde eğlence satmak istemiyorum.
Orada tekrar müzik çalıp insanları ağırlayamam.
Caniler yüzünden dünyanın her yerine cenaze yolladık. Ben orada arkadaşlarımı ve müşterilerimi kaybettim. Ben o metrekarede o işi yapamam. Mehmet Koçarslan yapar mı, yapamaz mı bilemem”.
Koçarslan da Ünal’ın izinde gider herhalde. Zaten Doğuş Holding’in grup şirketlerinden biri olan Arena Otel Lokanta ve Eğlence Yerleri İşletmeciliği, Reina’yı tahliye etmesi için Koçarslan’a açtığı davayı kazanmıştı. Geçtiğimiz yıl mahkeme Koçarslan’ın mekanı tahliye etmesine karar vermişti.
Doğuş Grubu’nun Reina’nın bulunduğu araziye otel ve altına da restoranlar yapacağı, Zuma, Nusr-et gibi kendi markalarını oraya taşıyacağı konuşuluyordu.
Reina saldırısından sonra Doğuş Grubu yeni stratejiler de geliştirebilir.
Türkiye’de eğlence sektörünün en ünlü markası Reina, tarihe karışacak gibi görünüyor.
Peki, onlarca insanın öldüğü bir yerde Reina’nın ortağı bile “Eğlence mekanı açmam” diyorken, bu arazide otel, restoran, kafe vs. açmak insanları yine rahatsız eder mi? O otelde, restoranda da insanlar eğlenmeyecek mi, müzik çalınmayacak mı, partiler düzenlenmeyecek mi? Reina’nın adının silinmesi yeterli mi? Doğuş gibi büyük bir grup, İstanbul’un en değerli arazilerinden birine Reina katliamında hayatını kaybedenler için bir anıt ve demokrasi parkı yapmayı düşünür mü? Yoksa Madımak Oteli gibi Reina’dan da et kokuları mı yükselecek? Doğuş Grubu böyle bir adım atsa hem İstanbullular Boğaz’da nefes alacakları bir yeşil alan kazanırlar, hem de Reina katliamında hayatını kaybedenlerin anısı yaşatılır.
Orası teröre karşı insanların demokrasi ve özgürlük parkı olabilir.”