- “TÜROFED, 5. Olağan Genel Kurulu’na katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu turizmcilere seslendi.
Adana’daki terör saldırısı ve Suriye’deki Fırat Kalkanı operasyonuna katılan askerlere yapılan saldırıya değinerek konuşmasına başlayan Kılıçdaroğlu şu açıklamalarda bulundu: “Terör, tatsız bir konu. Adana’da yaşanan terör olayı aldığımız acı bir haberdir. Uzlaşmamız gereken en önemli konu terördür. Nereden gelirse gelsin, amacı ne olursa olsun bütün siyasal partilerin, meslek kuruluşlarının, STK’ların terör konusunda ortak paydada bir araya gelmesi gerekiyor. Terörü bitirmek için bizden ne istiyorsanız veremeye hazırız dedik. Çünkü huzur istiyoruz. PKK vardı şimdi iki terör örgütü daha çıktı karşımıza. 14 yılda Türkiye 3 terör örgütü ile muhatap oldu. Türkiye nasıl yönetiliyor ki terörü kendi coğrafyasından silip atamadı. Fırat Kalkanı’nda da şehit ve yaralılarımız var. Genel Kurmay Başkanı’nın yaptığı açıklamaya göre Suriye’ye ait uçaklarla askerlerimiz vurulmuştur. Bu durum, bizi çok tehlikeli bir kapıya getirebilir. Hükümet yetkililerinin sağduyulu davranmalarını istiyoruz. Türkiye, bölgemizde temel bir denge unsuruydu. Bu noktadan artık çok uzaklaştık.
Turizm, ekonomiye katkısı çok yüksek olan bir sektördür. Bu sektör bu kadar önemliyken üvey evlat muamelesi gören bir sektördür. Neden? Türkiye’nin bunu aşması gerekiyor. Bunu aşarsak devlet hiçbir katkı yapmasın. Türkiye’deki huzur, güven ve hukukun üstünlüğü sağlanmalı. Olağanüstü güzel bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu kadar zengin bir coğrafyanın üzerindeyiz ama kıymetini bilmiyoruz.
Antalya, bir gecede 550 bin turist ağırlayabiliyor. Günde 1 domates yeseler 550 bin domates eder. Olağanüstü bir rakam. Bu nedenle Antalya’ya turizmin ve tarımın başkenti diyoruz. Tarım ve turizmin bir coğrafyayı nasıl kalkındırdığını hep birlikte görüyoruz. Buna destek vermek yurt severlik borcudur. Siyaset kurumunun karşılıksız destek vermesi ve engelleri kaldırması gerekiyor. Sorun, bürokrasiden çok siyasi kurum ve siyasetçilerdedir. Siyasetçiler geleceği düşünerek planlama ve revize yaparsa Türkiye geleceğe umutla bakar. Aksi halde umutsuzluk toplumun üzerine çöker.
Turist niye gelmiyor? Rakamlar son üç yılda aşağıya doğru ilerliyor. Denizimiz mi soğudu? Tarihi eserlerimiz mi yok oldu? Neden? Güven ortamı ve özgürlük ortamı yoksa o ülkeye kimse gelmez. Hitler’in Almanya’sına turist gitmez. Turist nerede huzur ve güvenlik varsa oraya gider. Terör tek başına bir gerekçe değildir. Bir ülkenin markası ve imajı bozulursa oraya turist gitmez. Devleti yönetenler devleti yönetirken geleceği düşünerek ve dünya dengelerini iyi okuyarak politika oluşturmalıdır. Suriye krizi öncesinde Güneydoğu’ya çok gidiyorlardı. Ve diyorlardı ki otel bulamıyoruz. Şimdi kimse yok.
İnsanlar buraya özgür ortamda gelsin. Özgürlüğün olmadığı bir ülke imajı düzgün bir ülke değildir. Bunun olmadığı bir ülkeye kimse gelmez. Bütün amacımız Türkiye’nin imajını yeniden düzeltmektir. Önümüzdeki en temel sorun budur. Yaşanan kriz bir siyasi krizdir ve bunun ekonomiye maliyetidir. Bu siyasi krizin en ağır faturasını işveren dünyası ödeyecek ikinci aşamada da işsiz kalanlar ödeyeceklerdir. Siyasi krizin çözülmesi lazım. Türkiye siyasi krizin içindedir. Bu krizi atlatmamız gerekiyor. Bunu atlattığımız zaman Türkiye kendi markası ile ayakta kalacaktır. Türkiye’nin imajı düzelsin, Türkiye 70 milyon turist ağırlar.”