Bomboş bir fuaye, özelliksiz bir mimari, sadece lobide WLAN… Genç müşteriler buna benzer otelleri sevmiyor ve konaklamak için tercih ediyor. Y kuşağı otelde ev konforu ve samimiyeti istiyor.
Bu şekilde Accor Hotels “JO&JOE”´yu tasarladı: Bu adı taşıyan oteller budget otels olarak hem “townster” (aynı şehirde yaşayanlar) ile “tripster” (turistler) için çekici olmaya çalışıyor. Bu oteller ortak bir mutfak sunmanın yanısıra “cool” ve “farklı” olmayı da ihmal etmiyor. Buna göre isteyen hamaklarda, yurtlarda ya da karavanlarda da konaklayabilirler. Accor Hotels 2020 yılına kadar tüm dünyada bu tarzda toplam 50 otel inşa etmeyi planlıyor.
Steigenberger “Jaz”: Bu markanın ilk örneği Amsterdam´da bulunmakta, önümüzdeki yılda Stuttgart ikinci bir otel açılacak. Hem check-in, hem de check-out hem de ödeme “Hotelbird” adlı app ile yapılabilecek. Amsterdam´daki “Jaz”da konserler de veriliyor, bazen konserlerden sonra aftershow partisi de düzenleniyor.
Lindner “me and all”: İlk otel Ekim başında Düsseldorf´ta açıldı. “Çoğu otelde mevcut olduğu gibi kapalı bir işletim sistemi değil, yerli insanların da gelebilecekleri, herkese açık eventler istiyoruz” diyen Catherine Bouchon, kapıların akıllı telefon ile açılacağını da ekliyor.
Carlson Rezidor “Radisson Red”: Bu markanın ilk oteli Brüksel´de bulunmakta, yakında birkaç tane daha açılacak. Check-in, check-out, ödeme, hatta öbür misafirler ile chat “Red-App” sayesinde yapılabilecek. Eğlence anlayışı biraz eski kalmıştır, çünkü bilardo ve masa tenisi sunuluyor. Fakat hızlı internet otelin her yerinde mevcut.
Üç trend fark ediliyor:
Teknoloji
En önemli özellik, “Turizmi Araştırma Cemiyeti” (Gesellschaft für Tourismusforschung) elemanı Martin Linne´ye göre, dijitalleşme. Çağdaş olmaya çalışan her otelin en yeni TV´leri ve otelin her yerinde bedava ve hızlı WLAN sunması lazım. Ayrıca otel odalarının bireysel olarak misafirin beğenisine uydurulabilmesi gerek. “Bu da özel ışık efektleri, özel havalandırma olanakları ve bir app ile sertliği ve yüksekliği ayarlanabilen yataklar ile elde edilebilir” diyor Linne.
Özgünlük
Hem tasarım yenilikçi ve ilginç olacak, hem de servislerin de çok daha iyi olması lazım. Otelde çalışanlar mesela otelin içinde bulunduğu şehir ve onun gece hayatı ile ilgili özel bilgiler verebilmeli. Misafirlerin otelde kaldıkları yerde yerliler kadar “evindeymiş” gibi hissedebilmeli.
Bireyselleşme
Otellerin eskiden ön planda olduğu standart üslup eskisi kadar sevilmiyor artık. Birbirine benzeyen oteller yeni “Y kuşağı” misafirlere sıkıcı geliyor. O yüzden otellerin yeni, farklı konseptler sunması lazım. Mesela odadaki mini bar yerine lobide bulunan bir “maxi bar”. Ya da otel tarafından sunulan rehberli şehir turları.