Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) ev sahipliğindegerçekleştirilen toplantıda, başta Türk-Alman turizm ilişkileri olmak üzere Türkiye’de ve dünyada sektörün var olan durumu ve gelecek beklentileri paylaşıldı.
Thomas Bösl toplantıdaki konuşmasında, Türkiye’de olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, kendisini tam bir “Türkiye aşığı” olarak nitelendirdi. Türkiye’nin heyecanlı zamanlardan geçtiğini, esasında, tüm dünyada durumun aynı olduğunu belirten Bösl, şunları kaydetti:
“Ben buradan memleketime döndüğümde, üyelerime ‘Lütfen müşterilerinizi Türkiye’ye yollayınız, orada her şey güzel şekilde devam ediyor’ mesajı götüreceğim. Bu mesajı üyelerime ileteceğim. Sadece Türkiye için değil, bu yıl tüm dünya için zor bir sene ama biz turizmciler iyimser olmalıyız. Önümüzdeki haftalarda, aylarda canlanma olacak. Turizm endüstrisi ile diğer sektörler arasında dağlar kadar fark var. Bizim sektörümüz insan ilişkileriyle oluşan bir sektör. Türkiye-Almanya arasındaki ilişkilerimiz her zaman çok iyi oldu, daha da iyi olacak. Pozitif ilişkileri turizm sayesinde daha ileriye taşıyacağımıza inanıyorum.İlişkiler turizm sayesinde daha da güçlenip yol alacaktır.”
Bu yıl Almanya’dan Türkiye’ye gelen turist sayısında olmasa da, ciroda yüzde 40’a varan düşüş olduğunu bildiren Bösl, bunun nedeninin ise, Alman vatandaşlar için önemli olan erken rezervasyon döneminde Türkiye’de yaşanan patlamalar olduğunu aktardı. Kasım,aralık ve ocak ayında en yüksek fiyatlı tatil satın alan müşterilerin,Türkiye’de neler olacağını beklemesi dolayısıyla düşündükleri satışı yapamadıklarını anlatan Bösl, yaşanan ciro düşüşünü bu sürece bağladı.
“SEYAHAT ACENTELERİYLE ÇALIŞMAYAN TEK ÜLKE TÜRKİYE”
Thomas Bösl, Türkiye’nin Avrupa’ya, hayatın normal şekilde aktığını anlatması gerektiğini söylerken Türkiye ile ilgili çıkan haberlerin turizmi doğrudan etkilediğine vurgu yaptı. Bösl, “Bence Türkiye’nin yıllardır en büyük eksikliklerinden biri; Avrupa sokaklarında, müşteriye yüz yüze satış yapan seyahat acentelerine desteği mevzuatında bulundurmayıp sadece tur operatörleriyle çalışması. Bu çok büyük eksiklik. Müşteriye Türkiye’yi biz anlatıyoruz, satan biziz, tur operatörü üretici. Türkiye’nin böyle bir mevzuat eksikliği var ve dünyada seyahat acenteleriyle çalışmayan tek ülke Türkiye.” değerlendirmesinde bulundu.
Bösl, Türkiye ile Rusya arasında yaşanan krizin turizme etkilerine de değindi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le görüşmesinin ardından ilişkilerin normalleşeceğine inandığını belirten Bösl, iki ülke arasındaki normalleşme sonrası turizmde yaşanacak gelişmelerin Avrupalı turiste olası etkilerini ise şöyle anlattı:
“Biz seyahat acenteleri olarak piyasayı yönlendiriyoruz, şekillendiriyoruz. Bu anlamda Rusya’nın Türk pazarına geri dönmesi bizi Avrupa’da güçlendiriyor. Çünkü bu, Türkiye’nin turizmdeki hareketliliği normal hale dönmüş demek oluyor. Bu bizim satışlarımızı hızlandırır. Kendi grubum için dünkü görüşme çok önemli. Rus turistlerin yeniden Türkiye’ye gelmesi sektörün normale döndüğünü gösterir. Biz de buna paralel olarak Avrupa’da gönül rahatlığıyla satışı hızlandırırız.
2017 yılı için tur operatörlerinin planlamaları henüz bitmedi. Bizler de biraz tur operatörlerinin planlamalarına bağlıyız ama bu yıl hepimiz bastıracağız. Çünkü Türkiye’nin kapasitesini Avrupa’da müşteriye sunmadan ticari anlamda rahat edemiyoruz. Bütün Avrupa sektörü biliyor ki; son yıllarda Türkiye’de otel kalitesi, otel işletmeciliği ve işletme altyapısı iyi bir gelişme kaydetti. 1984’ten beri Türk piyasasındaki gelişmeleri biliyor ve her yıl geliyorum. Bunu İspanyollara, Yunanlara, Portekizlilere de söylüyorum.”
Bu yıl Türkiye yerine başka yerlere giden Avrupalıların memnun kalıp kalmadığı sorusuna Bösl, “Aslında piyasadaki durum otomatik cevap veriyor. Türkiye’deki otelcilik sektöründeki altyapı, sunulan imkanlar ne İspanya’da, ne Yunanistan’da ne de İtalya’da var. Bir karşılaştırma bile yapamayız. Özellikle Antalya bölgesindeki otel işletmeciliği çok farklı. Müşteri de bunun farkında. Bizdeki raporlara göre Türkiye’deki hizmet ve hijyen çok üstün konumda.” yanıtını verdi.
“DARBE GİRİŞİMİ OLDU BİZ HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ HAREKET ETTİK”
TÜRSAB Başkanı Ulusoy, Türkiye- Almanya arasındaki bağların çok kuvvetli olduğunu belirterek iki ülkenin şu an özlem giderdiği yorumunda bulundu.
Uluslararası Seyahat Acentaları Birlikleri Federasyonunun (UFTAA) kongresini İstanbul’da yapmak üzere çalıştıklarını bildiren Ulusoy, önümüzdeki hafta UFTAA Başkanının Türkiye’ye geleceğini, kongrenin alınması durumunda sektörün 2017-2018 yılında iptal yemeyeceğini söyledi.
Ulusoy, Türkiye’nin turizmde yoluna emin adımlarla devam etmek zorunda olduğuna işaret ederek, “Ülkeme ve sektörüme güveniyorum. Burada bir türbülanstan geçiyoruz, bunu da aşacağız. 2017 yılı altın yılımız olabilir. Darbe girişimi oldu biz cumartesi günü hiçbir şey olmamış gibi hareket ettik. İç turizme bakarsak, 2000 yılında Türkiye’de gezen vatandaş sayısı 568 bin kişi, 2015 yılında 16,5 milyon. Bunun 9 milyonu yurt dışına gitmiş, bu seneki erken rezervasyon 4 milyon 200 bin. Artık Türkiye yurt dışında söz sahibi olan bir ülke. Bekleyen değil, çağıran, karşılayan, ağırlayan bir ülke” ifadelerini kullandı.
“ÇOCUKLAR İSPANYA’DA, YUNANİSTAN’DA ‘ANNE, BABA, BENİ BURAYA NİYE GETİRDİN’ DİYE AĞLIYOR”
TÜRSAB Yurtdışı Temsilcisi Hüseyin Baraner de, Türkiye’de turizm alanında çoğu yerde olmayan ürün çeşitliliği bulunduğuna dikkati çekerek “En pahalı olduğumuz yıllarda en iyi satışları yaptık. 2013’te İstanbul fiyatları Barcelona’yı geçmişti, Hilton’da 400 avroya oda bulamıyorduk. Antalya’da en iyi sattığımız yıl fiyatların en tavan yaptığı yıldı. Türkler hep ucuz satar pahalıyı satamaz diye bir durum yok. Kendimizi çok küçümsüyoruz. Antalya, Bodrum, İstanbul başta olmak üzere iki yıl önce aldığımız fiyatlar uçuyordu. Ben 600 avroya İstanbul’da gecelik oda aradım, Antalya’da bir ailenin 12 bin dolara paket aldığını biliyorum.” dedi.
Alman seyahat acentalarının büyük tur operatörlerinin Türkiye’den vazgeçmesinin sözkonusu olmadığını belirten Baraner, şunları anlattı:
“Önümüzdeki sene turist sayısının Türkiye için çok olumlu olacağını biliyorum. Avrupa’da Türkiye’yi tutan iki kitle var; biri çocuklar diğeri ev kadınları, anneleri kastediyorum. Çocukların hepsi şimdi İspanya’da, Yunanistan’da ‘Anne, baba, beni buraya niye getirdin’ diye ağlıyor. Çünkü çocuklar siyaset bilmiyor. Onlar sadece hizmete, servise, mutluluğa bakıyor. Bu Türkiye için çok önemli. Antalya’ya gelen turist sayısı 12 milyonken bunun 3 milyonu 12 yaş altı çocuk. Bu çocuklar getiriyor. Burada biz çok güçlüyüz. Bizim otellerdeki çocuklar için yapılan yatırımlar, başka hiçbir yerde yok. Varsa da 100 otelden 1 tanesinde var, bizim ise hemen bütün otellerimizde mevcut.
Biz bunları araştırdık. Müşterimiz olan ev kadınları ‘Ben 11,5 ay bu çocukla uğraştım, tatilde bir tek Türkiye’de rahat edebiliyorum. Çocuğumu beslenmesiyle, güvenliğiyle bir tek Türkiye’de teselli edebiliyorum, beni bile aramıyor çocuğum’ diyor. Bu öyle büyük bir satış unsuru ki, esas satışı burası getiriyor.”
Özellikle Avrupalı kadın turistlerin Türkiye’yi özlediğini aktaran Baraner, kadın ve çocukların Türkiye için çok önemli avantaj olduğunu söyledi.
“KAMU PERSONELİNİN İZİN YASAĞININ KALKMASIYLA HAREKETLİLİK ARTTI”
TÜRSAB Genel Sekreteri Çetin Gürcün, önümüzdeki 3 aylık dönem için yaptığı değerlendirmede, kamu personeli izin yasağının kalkmasının sektörel canlılığı artıracağını belirtti.
Yasağın kalkmasıyla rezervasyonlarda geri dönüşler başladığını bildiren Gürcün şunları kaydetti:
“Kamu personelinin eylül-ekime yönelik rezervasyonları beklemedeydi. Biz onların iptalini beklerken, şimdi yasağın kalkmasıyla onlarda problem kalmadı. İkincisi, bu iki günün geri dönüşüne bakarsak, izinlerin açılması ile birlikte idareler de hızlı şekilde personeline izin kullanma hakkı vermeye başladı. Çok ciddi rezervasyon akışı var.. Kamu personeli izinlerinin açılması, Kurban Bayramı tatilinin 9 gün olması ve ülkenin geçtiği bu türbülanstan, bu kadar hızlı biçimde hayatı normale döndürmesiyle, önümüzdeki 3 ay içinde iç turizmde 1 milyonluk bir hareket bekliyoruz. Bu belki Türkiye’nin kayıplarını telafi edemez ama turizm sektöründe moralleri ciddi şekilde toparlayacak bir hareket olacak.”
Gürcün şöyle devam etti:
“Rusya’nın da getireceği çok büyük etki var. Burada bugün için beklenti dile getirmek için fal açmak lazım. Rus turist deniz,kum,güneş turizmi için gelecek. Bu sezonun neredeyse sonuna geldik, gerçekçi olmak lazım ama bir gerçek var, bu tarihte bu işin netleşmesi, 2017 planlamasına ve şimdiden satışlarına imkan verecek. 2017’de biz, Rusya’nın 2014’te en iyi olduğu 4,5 milyon kişi rakamına ulaşmayı hedefliyoruz ve bekliyoruz. Rusya yasağı koyduğunda biz bir üzülüyorsak, Ruslar on üzülüyor. Çok seviyorlar Türkiye’yi. Hedefimiz 2017 yılında 2014’teki rakama ulaşmak.”
Toplantıda ayrıca daha önce 600-650 katılımcıyla Lizbon’da gerçekleştirilen Alman Seyahat Acentaları Birliği (DRV) Kongresinin bu yıl ekim ayı sonunda Kuşadası’nda yapılacağı, herhangi bir iptal olmadığı, şu an için katılımcı sayısının 459 olduğu bilgisi de verildi. (AA)