We-Flytour-GM-Banner-Animation
We-Flytour-GM-Banner-Animation
Anasayfa Sektörel Haberler OLMAYANI YAPARAK MİSAFİR ÇEKEBİLİRİZ

OLMAYANI YAPARAK MİSAFİR ÇEKEBİLİRİZ

GM TURİZM VE YÖNETİM DERGİSİ

GM DERGİ- ÖZEL HABER

MUHAMMED CÜNTAY (1)

 

DOSSO DOSSİ HOTELS GENEL MÜDÜRÜ Muhammet Cüntay ile turizm sektörünü değerlendirdik. CÜNTAY, Turizm yatırımları için pastadan pay almak yerine olmayanı yaparak misafir getiren tesislerin açılması gerektiğini vurguladı.

Genç ve realist bir turizmci olarak, son gelişmeleri nasıl yorumluyorsun?

Bizim turizm sektörümüzde köklü bir takım değişikliklerin olması gerektiği kanısındayım. Sadece Berlin ya da Dubai Fuarı’nda gösterdiğimiz performansla bir şeylerin düzeleceğini düşünmüyorum. Bürokrasiden başlayarak akademik boyutta sektörde bazı şeylerin değişmesi gerektiğini ve yeni kulvarlar açılması gerektiğini düşünüyorum. biz, Rus krizi yaşadığımız gün oturup ta Rusya’nın ikamesi ne ? diye düşünmemeliydik. Her sektörde olduğu gibi turizmde de her zaman B planının hatta C planının önceden hazır olması gerekiyordu. Kriz yaşandığında B planını aramamalıydık. Bizim sektörümüzün, sektörü yönlendirenler tarafıyla alakalı  bazı sıkıntılar olduğunu düşünüyorum.  Ve sektörde de bu işle ilgili bilgi sahibi olan kitlenin mekanizmanin içinde daha fazla çekilmesi gerektiğini düşünmekteyim. Bunların dışında üniversitelerin ve akademisyenlerin, reel sektöre biraz daha yakınlaştırılarak onlardan daha fazla verim alınmalıdır. Bu sektörü başka bir yere taşıyacak ya da bu krizden kurtarabilecek kişiler, şuan da turizm öğrencisi. Bu öğrenciler sektörde çalışmaya başlayacaklar. Fakat sektöre gelecek olan bu çocukları yetiştiren akademisyenlerimizin sektör bilgisini analiz etmeliyiz. Bence, akademisyenler 5 yıl sektörde tecrübe edindikten sonra öğrencileri yetiştirmeleri gerekmektedir. Krizle alakalı olarak da ; bizim sektörde inovasyonun önemi çok fazla kavranmamış durumdadır. Biz, klasik bir hizmet vererek turizmin yürütülebileceğini düşünüyoruz.

İNOVASYON KONUSU MASAYA YATIRILMALI

İnovasyon konusu Türkiye’de ciddi bir şekilde masa yatırılmalıdır ve herkes de bu konuda sorumluluk alıp konunun üzerinde durmalıdır. Bir ürüne rakip olmak isteniyorsa, farklı bir özellikle rakip olunmalıdır. Türkiye’nin bir diğer sıkıntısı da destinasyon pazarlamasıdır. ITB Fuarı’nda gözlemlerimden çıkardığım sonuçlara bakarak söylüyorum: diğer ülkelerle kendi ülkemizi karşılaştıracak olursak; biz oturalım sizinle beraber, bir turistin 100 gününü doldurabilecek bir tatil planlaması yapabiliriz. Bizim hazırladığımız programa göre tatilini geçiren turist 101 inci gün gelip “Ben şu günkü programı beğenmedim, ben oraya gittim” demez.  Balkan ülkelerinde bir turist en fazla 3 yada 4 gün tatil için vakit geçirebilir. Ama fuarda öyle bir destinasyon tanımı yapmışlar ki gez gez bitmeyecek bir ülke gibi. Biz maalesef, kendi zenginliğimizi bizim ülkemize gelecek insanlara hissettiremiyoruz.

Marka yönetimi konusunda da büyük çapta sıkıntılar yaşanıyor. Türk markalarının yönetimi olması gereken noktada değil. Bir Türk markası piyasaya adım attığında hala fiyatlarımız yabancı markaların aşağılarında kalıyor. Bu da marka yönetimini düzgün yapamadığımızı gösteriyor.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

İstanbul açısından da krizin etkileri bölgesel olarak değişim gösteriyor. Şuanda krizden en çok etkilenen bölge Sultanahmet, Sirkeci ve Karaköy bölgeleridir. Bu bölgeye gelen turist profilini Japonlar, Kanadalılar, Amerikalılar ve Avrupalılar oluşturuyor. Ve bu pazarlar 2016 yılı için maalesef şuanda bitti. 2017 yılında da bu pazarlar çok pozitif görünmüyor. Çünkü bu misafir profilinin güvenlik güdüsü biraz daha ön planda. Dışarıda ülkemizle ilgili olarak güvenlikle ilgili büyük bir sıkıntı var. Sultanahmet’e gelen turistlerde bunu ön planda tutukları için bölge krizden daha fazla etkilendi. Sultanahmet genelinde yüzde 20 ila 25 oranında oda fiyat ortalamalarında, yüzde 20 de doluluk ortalamalarında düşüşler yaşandı. Genelde ise, Sultanahmet’te yüzde 30 civarında ciro kaybı yaşanıyor. Taksim bölgesinde de genel ciroda yüzde 25 civarında bir kayıp var. İstanbul’da krizden en az ağırlıklı iş dünyası ile çalışan Levent ve Beşiktaş bölgesindeki oteller oldu.

 

Yorum Yaz

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.