Accorhotels Grubu’na ait Trabzon Novo Hotel’İn Genel Müdürü Tuncay Beyaz İle Trabzon turizmini, turizm yatırımlarını ve Türk turizmini değerlendirdik.
Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
Aslen doğu Karadenizli ve bir o kadarda memleket aşığıyım. Bugüne dek gelen tekliflere pek de sıcak bakmazken, Accor Group’un inanılır ve güvenilirliği başta olmak üzere Karadeniz turizmine yapabileceğim katkılardan dolayı tercih ettim. Dünya’nın sayılı markaları arasında yer alan, FRHI Swissotel bünyesinde 13 yıl, 3 farklı şehirde 3 otelin açılışını yaptım.
Lise döneminden sonra 10 yıl sürecek olan Amerika ve Avrupa çalışma tecrübesinin yanı sıra, fırsat bulduğum zamanlarda turizm otelcilik ve mutfak sanatları konusunda eğitim ve deneyim sahibi oldum. Swiss Oteller, Dedeman, The Marmara Taksim Otelcilik, emekli sandığı Çelik Palas oteli, Royal Caribbean gibi cruise gemicilik sektörü ve Amerika’da bulunan birçok işletmede turizmle ilgili marka olmuş pek çok isim ile deneyim kazandım.
17 ülkede restaurant ve otellerde 26 yılda mesleğimle ilgili önemli gelişmelere de imza atma mutluluğunu yaşadım. Benim için ‘’Başarılar tek başına bir olgudan veya akıldaki birliktelikten çok ekip ruhu ve uyumu ile gelir’’ ilkesi ile yeni başarılara katkı sağlamak için Novotel Trabzon’un profesyonel ve bir o kadar dinamik kadrosuna katıldım.
Birikim yapmaktan çok, dünyadaki farklı kültürel yapıları otelcilik ve turizm odaklı sektörel yenilikler ve buna paralel vizyonunumu geliştirirken tecrübe edinmek için harcayanlardanım. Yurt içi ve yurt dışında gittiğim ve hali hazırda gitmeye devam ettiğim her ülkenin konaklama, yeme ve içme kültürünü mesleğim dışındaki en kıymetli hobim olarak hayatımda yer veriyorum. Bu arada evlenmeyi ve iki erkek evlat sahibi olmayıda ihmal etmedim.
Trabzon turizmi potansiyelinin yıllara göre gelişimi hakkında bilgi verir misiniz?
Son yıllarda Türk turizminin büyük aşama kaydettiğine , dünya standartlarında tesisler ve hizmet kalitesi ile servis verdiğini düşünüyorum. Bu gelişim sürecinde doğası ve mutfağı ile zirveyi zorlayan Trabzon şehrimizin yıldızının parladığına inanıyorum. Novotel Trabzon bölgenin ilk uluslarası otelcilik zinciridir. Yarattığı istihdam ve bölgeye kazandırdıkları göz önünde bulundurulduğunda, Karadeniz bölgesinde turizm ve otelcilik sektöründe önemli bir rol modeli olmaya devam edeceğinin altını çizmek isterim.
Accorhotels Grubu’nun hizmetleri ve hedefleri hakkında bilgi verir misiniz?
Accorhotels Grubu, dünyada 92 ülkede 3600’den fazla otel, 170.000 çalışan ve ekonomiden lüks kategoriye 14 marka ile hizmet vermektedir. Dünya’da gösterdiği bu stratejik gelişimi Türkiye’de de hedefleyen Accor Grubu 2015 senesi itibariyle 9 ayrı şehirde MGallery, Mercure, Novotel, ibis , Mama Shelter markaları ve 18 oteli ile yatırımlarına hızla devam ediyor. 2015 senesi içerisinde otellerine 5 yenisini ekleyecek olan grubumuz, ilerleyen senelerde de Türkiye’nin tüm bölgelerinde misafirlerine hizmet vermeyi hedefliyor.
Bölgeye yatırımların artması ve turizmin daha çok gelişmesi için neler yapılmalı?
Farkındalık yaratarak yıllardır alışıla gelmiş ve kemikleşmiş uygulamaların marka standartlarına ters düşmeden, maliyet dengesine paralel olarak hizmet kalitesini arttırmak, turizm alanında artık 3G dönemini bitirip, 5G dönemine geçmenin vakti gelmiştir. Bu öncelikle tesis yatırımlarında mal ve söz sahibi olan yatırımcılarımızın bölge ve konseptinde ( BB, Herşey dahil vs ) uzman kişilere gerçek anlamda istatistiksel ve bütçeler ile konuşulacak bir işletme mantığı bırakmaları, alt yapımızda görev alan tüm pozisyonların bakış açısının ulaşılabilir, üst pozisyonların dış müdahalelerden uzak, doğru zaman ve tecrübe dengesi ile hak edilmesi ve bu sayede 80 ve 90’lı yıllardaki mesleki kalite, bilgi ve anlayışın hatta ve hatta çalışanlar arasındaki saygının, mesleki değer ve önemin üst seviyelere çıkarılması gerektiğine inanıyorum.
“HER ŞEYİN BİR BAŞI BİR DE SONU VARDIR”
“Her şeyin bir başı bir de sonu vardır.” olgusuyla öncelikle operasyonun içinden gelmiş tecrübeler ve sonrasında ki finansal veri analizlerin doğru okunup geleceğe yön verilmesi gerekmektedir. Aslında tüm Türkiye veya bölgeler için söylenebilecek; elimizdeki coğrafi ve kültürel değerlerimiz aynı zamanda gelenek ve göreneklerimizi de kapsayan mirasımızın petrolden daha değerli olduğunu kavramak olmalı. Buna en güzel örneklerden biri belki de yatırımlarını turizm alanına kaydıran ve bu alanda gelecek ekonomiler yaratmaya çalışan Dubai gibi yenilenmeli ve bu değerleri zaman içinde dünya standartları ve değişen talep ve beklentilere göre modernize etmek gerekmektedir. Turizm denilince akla gelen güneş, deniz, kum gibi beklentilerden çok belki de bazı ülkelerde bu örnekleri gördüğümüz spor turizmini -bu Türkiye’de özellikle Trabzon için belki de gizli kalmış büyük bir potansiyel – kavramak gerekiyor.
ELİMİZDEKİ POTANSİYELİ KULLANMALIYIZ
Bildiğiniz gibi vitrin mimarlığı son 10- 15 senedir önem kazanmış ve şu anda büyük bir sektör haline gelmiş durumda. Bu örnekten yola çıkarak her şehrimizinde misafir çeken bir çok vitrini vardır. Vitrin ne kadar farklı ve etkileyici olur ise sizi bir o kadar marka değeri ve potansiyel olarak yükseltir , etkiler. Örneğin; Trabzon denilince Uzungöl , Sümela Manastırı , İzmir denilince Efes harabeleri akla gelir. Fakat bizler gerçekten bu alanlarda AVM lerdeki vitrin mimarlığı algısını turizm ve otelcilik sektöründe uygulayabiliyor muyuz? Yani elimizde olan bu değerleri gerçek anlamda koruyabiliyor bir sonraki nesile taşıyabiliyor muyuz? Bu değerleri doğal olarak kendi ortam ve doğal yapısında koruyabilir ve ana bölgenin içinde olmayan farklı bölgeler yaratıp bu potansiyeli kullanabilirsek o zaman amacımıza ulaşmış oluruz.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Karadeniz bölgesi özellikle Trabzon coğrafi yapısından dolayı sanayi alanları için uygun olmayan ama bir o kadarda coğrafi güzelliğinin yanında belki de en büyük özelliğimizdir. Kültürel miras olarak bile adlandıracağımız misafirperverliğimizin yanında çok eski bir tarihi olan ender şehirlerimizden biridir. Bizler gelecek nesiller için bu mirasın şu andaki sahibiyiz. Bu değerleri korumalıyız.