We-Flytour-GM-Banner-Animation
We-Flytour-GM-Banner-Animation
Anasayfa Sektörel Haberler FETTAH TAMİNCE SORULARI YANITLADI: “RİXOS 2030’DA 50 BİN ODAYA ÇIKACAK”

FETTAH TAMİNCE SORULARI YANITLADI: “RİXOS 2030’DA 50 BİN ODAYA ÇIKACAK”

GM Haber Merkezi

Rixos Hotels’in kurucusu Fettah Tamince, Afrika Turizm Forumu’nda basın mensuplarıyla buluştu. Dünya turizmini ve destinasyon stratejilerini değerlendiren Tamince, 2030 yılına kadar Rixos otellerinin oda kapasitesini 50 bine çıkaracaklarını açıkladı. Tamince Türkiye turizmini de değerlendir, “Mesele deniz, kum, güneş değil; tamamlayıcı faktörler gerekiyor” dedi. 

Tamince, yoğun iş temposunu ve farklı ülkelerdeki seyahatlerini anlatarak, Rixos’un büyüme hedeflerine dair önemli bilgiler paylaştı.

—————–

Yoğun bir tempoyla çalışıyorsunuz. Haftanız nasıl geçiyor?

İstanbul’da yaşıyorum merkezimiz de orada ama dolaşıyoruz. Haftada iki üç gün mutlaka başka bir yerde oluyorum. Buradan İstanbul’a gideceğim yarın ve öbür gün İstanbul’dayız. Çarşamba günü akşam Katar’a geçiyorum, perşembe Katar’dayım, cuma günü Dubai, cumartesi tekrar İstanbul… Böyle devam ediyor. Biz de böyle bir yol tercih ettik. Antalya’da olmak daha güzeldi, Kaleiçi’ni özledim, geçen hafta Land of Legends’a uğradım. Herhalde şov çıkışıydı, saat akşam 10 gibiydi, yürüyemedim, inanılmaz bir kalabalık vardı.

Gurur duyuyorsunuz değil mi öyle olunca?

Yok eksiklere bakıyorum. Benim öyle bir gurur duymak gibi bir huyum yok. Ben ne doğru değil burada diye ona bakarım.

Yeni bir proje var mı?

Yeni proje çok … Legend’i unutturacak gibi bir proje yok. Tersane İstanbul projemiz var. O hem bizim için hem Türkiye için çok önemli bir proje.

Ne zaman açılacak?

Onun büyük bir bölümünü bu sene açıyoruz inşallah. Onun çok özelliği var, detayına girmeyelim burada da.

Forumla ve Mısır yatırımlarınızla ilgili ne söylemek istersiniz? Hedefleriniz nedir?

Ben Şarm’a ilk 2002 yılında geldim. O günden beri burada uğraşıyoruz, çalışıyoruz. 2012 yılında ilk tesisi açtık. Demek ki 10 yıl bir tesis açmak için uğraşmışız. 2012’den beri de ciddi büyüyoruz. Mısır’ın şu anda açacağımız tesislerle beraber en büyük otel grubu olacağız. Mısır bizim için çok önemli bir merkez. Mısır’ın turizm potansiyeli çok büyük. Dolayısıyla biz Mısır’a hem ortaklarımızı, hem ilişkilerimizi, hem tanıdıklarımızı, hem medyayı, herkesi taşımak istiyoruz. Çünkü Mısır’ı ne kadar fazla tanıtabilirsek, ne kadar Mısır turizminin olgunlaşmasına katkı sağlayabilirsek o derece biz de başarılı oluruz. Mısır’ın başarısı bizim başarımız, bizim başarımız Mısır’ın başarısı. Mısır Afrika’nın en önemli ülkesi, Afrika’nın adeta giriş kapısı. Dolayısıyla Selçuk Bey’e çok teşekkür ediyorum, Erkan Yıldırım’la güzel bir iş yaptılar. Açıkçası ben de sizin gibi misafir olarak geldim. İki arkadaşımız anlatırsa daha memnun olurum. Bu işin fikir babaları ve bu işi olgunlaştıran, gerçekleştirenler onlar. Bizim buradaki ortağımız çok büyük destek verdi. Maliyeti, organizasyonu, hazırlığı açısından turizmin bu sezonunda böyle bir forumu yapmak büyük bir fedakarlık. Hem bizim buradaki ortağımız, hem de Selçuk Meral ve Erkan Yıldırım’a teşekkür ediyorum. Devletten de büyük destek görüyoruz. Bakanının, bölge valisinin, herkesin büyük teveccühü var Rixos markasına, güvenlerini hissettiriyorlar, bürokraside kolaylığı sağlıyorlar. Bir taş koymuyorlar, çıkan taşı da kaldırıyorlar.

Şu anda 11 otel var, 7 bin oda ile hizmet veriyoruz. Otel sayısından ziyade oda sayısı önem taşıyor. Yeni bir yer açacağız yakında, orası tek başına 2 yıl içinde 4 bin odaya çıkacak. Yani tek başına neredeyse bazı ülkelerin sahip olduğu turizm kapasitesi bu rakam.

Kaça çıkacak sonra?

Erkan Yıldırım: 3 sene içerisinde 5 otel projemiz daha var. Toplam 16 otel, 12 bin oda olacak.

Buradaki en büyük grubun otel sayısı?

10 bin diyorlar ama nitelikli oda olarak baktığımızda açık ara en büyük otel grubuyuz.

Rixos Radamis Sharm El Sheikh’ten bahsedebilir miyiz?

Peyderpey açıyoruz onu. 4 bin odası olacak.

Bu diğer otellerin arasındaki farkı ne?

Burada bir entegre yaşam var, alışveriş var, şovlar var, eğlence var, ünlü markaların restoranları var. Kompleksin içinde farklı otel markalarımız var. Rixos’un bir üst markası, Rixos Premium var, çok farklı markalarımızı içinde pozisyonlandırdığımız bir kompleks. Büyük kongre merkezi, çok büyük bir su parkı yapıyoruz içine, Mısır’ın en büyük ve en özellikli su parkı olacak. Tamamlaması önümüzdeki 1,5-2 yılı bulacak.

Farklı pazarlar var mı?

Maldivler’i açıyoruz, Vietnam’da inşaatlarımız devam ediyor. Meksika, Dominik, Amerika ve Asya’nın değişik yerleri var. Her projeyi kendi bölgesinde ortaklarımızla beraber dünyaya duyuruyoruz.

Hedefiniz nedir tüm dünyada olmak mı?

Biz Rixos markasını dünyanın üçüncü büyük otel grubuyla ortak yaptık. Accor Grubu’nun dünyada 6 binin üzerinde oteli var.mBiz onlarla ortak olduk ve beraber Rixos’u dünyada büyütüyoruz. Otel markasını büyütmenin farklı metotlar var. Biz bunların hepsini kendi paramızla yapıyoruz gibi bir şey algılanmasın. Çünkü bunların her biri rakam olarak söylemeyeyim ama çok büyük yatırımlar, biz bazı bölgelerde işletme yapıyoruz sadece, bazı yerlerde kiralayıp büyüyoruz, bazı yerlerde kendimiz yatırım yaparak büyüyoruz. Aslında hibrit modelimiz var farklı metotlarla, çok farklı modellerle büyüyoruz. Accor bugün 140 ülkede faaliyet gösteriyor. Mesela ben Vietnam’a daha önce turist olarak da gitmemiştim ama Vietnam’a gittiğimde Accor’un 50 yıllık hikayesi ve 60 tane de tesisi vardı. Dolayısıyla ben gittiğim de benim için banka, ofis, avukat, lokal referans, her şey hazırdı orada. Bizim avantajımız, Rixos’un kendi tecrübesi, markasının ortaya koyduğu ayrıcalık ve Erkan Yıldırım ve Hakan Bey gibi grubumuzda kendini ispatlamış, 20-25 yıl beraber çalıştığımız arkadaşlarımızın varlığı…

Gururla söyleyeceğim; şimdi hangi Rixos’a giderseniz gidin, tepe yönetimi Antalya’dan çıkmıştır. Bu çok büyük bir avantaj, bu arkadaşlarımızla beraber biz dünya turizmine yeni bir bakış açısı getirdik, fark getirdik, yeni bir kapı açtık.

Bu ülkemiz için çok önemli bir katma değer. Dikkat etmenizi istiyorum; mutfağından inşaatına, mimarından üst düzey yöneticisine kadar  Türkiye’den Rixos’u takip eden bir silsile var. Biz bir yere giderken sadece Rixos markasının ismini koymuyoruz, aynı zamanda Türkiye’de belki onlarca sektörü destekleyici, tamamlayıcı bir liderlik de yapıyoruz. Bunu daha önce Amerikalılar, Avrupalılar yapardı. Bir otel markasını verince ‘Mimarınız şu olacak, koltuk üreticiniz şunlar olacak, ahşap tedarikçiniz bu olacak, mutfak malzemesi tedarikçiniz bu olacak’ diyorlardı. Şimdi biz bunu yapıyoruz. 

Burada istihdam sorununu nasıl çözüyorsunuz?

Bugün konuşmamda da onu söyledim. Mısır’ın bir avantajı var, ciddi bir genç nüfusu var, çalışkanlar, lisan sorununu daha çabuk çözüyorlar. Dolayısıyla o konuda çok büyük bir sıkıntı yaşamıyoruz. Biz grupta şunu yapmaya çalışıyoruz. Arkadaşlarımıza gerçekten daha uzun vadeli hedefler veriyoruz. Şimdi bir kişi sektörde ve şirkette geleceğini görürse o şirketle kaderini, hayallerini birleştiriyor. Biz bir arkadaşımıza diyoruz ki ‘Sen burada çalış, senin kariyer planını yapalım. Buradan sonra Dubai’de çalış, sonra gerekirse Amerika’da çalış, sonra gerekirse Avrupa’da çalış.’ Hem sosyal anlamda hem de maddi anlamda arkadaşımız gün geçtikçe gelişiyor.

Erkan Yıldırım ile Antalya’da 25 yıl önce beraber çalışmaya başladık. Erkan ön büro müdürüydü, onun da saçları vardı simsiyahtı, benimkiler de biraz vardı o zamanlar, beraber başladık. Bir tane otelimiz vardı Belek’te. Erkan Bey’le, Hakan Bey’le, Sercan Bey’le ya da mutfağa gidin, arkaya gidin bütün arkadaşlarımızla  bir vizyon ortaya koyduk, kader birliği yaptık ve beraber markayı büyüttük, geliştirdik. Tabii ki onların hepsine de markanın gelişiminin yansıması oldu. Her biri hem itibar kazandı hem maddi olarak daha iyi yerlere geldi. Rixos’ta biz bunu çok öne çıkarmaya çalışıyoruz.

Şimdi Türkiye’de bir taraftan hepimiz enflasyonu konuşuyoruz, bir taraftan diyoruz ki insanların kazandıkları yetmiyor, diğer taraftan da diyoruz ki istihdam sorunu var. Şuna gelmemeliyiz, ‘Çalışıyorum çalışıyorum bir şeye yaramıyor zaten.’ Biz onu kırdık, diyoruz ki arkadaşlarımıza; beraber çalışalım, gayret edelim, başaralım, başardıkça size de yansıması olsun, grubumuza da olsun, ülkemize de olsun.

Yurt dışına gidip çalışmak da kötü bir şey değil, bazen basında haber oluyor. Güzel bir şey yurt dışına gitmek, tecrübe edinmek, markaları geliştirmek. Neticede bu markaların her biri Türkiye’yi dünyada temsil eden, Türkiye’ye artı yansıması olan markalar.

Peki önümüzdeki 5 yıl projenizde kaç milyon dolarlık bir çalışmamız olacak?

Her şeyi, yatırımını biz yapmıyoruz. Örnek vereyim; Meksika’da, bilmem kaç yüz milyon dolarlık proje konuşuyoruz da, onun parasını ben koymuyorum. Markamıza güvenen bir yatırımcı yapıyor.

Şöyle söyleyeyim, bugün Rixos 20 binin üzerinde odaya sahip, 2030’da Rixos 50 bin odaya çıkacak.Bugün Rixos 14 ülkede, 2030’da herhalde 40 ülkede oluruz. Bunların hepsi planlanan, inşaatı devam eden işler. 

Türkiye’de 100 otel açacağım demedim hiçbir zaman, Dünya’da açarız dedim. Türkiye’de çok açtık. Türkiye’nin en büyük turizm yatırımını yapan gruplardan biriyiz. Türkiye’de çok önemli yatırımlarımız var, devam da ediyoruz. Türkiye’nin en büyük turizm yatırımlarından birini İstanbul’a yapıyoruz. Land of Legend’in içine yeni otel yapıyoruz. Çok büyük yatırımlar ve ihtiyaç olan yatırımlar. Konu şu; biz artık Türkiye’de bir iş yaparken ‘komşumuzdan nasıl iş alırız’ diye bakmıyoruz. Yaptığımız her yatırımın amacı dışarıdan yeni bir potansiyel getirir mi, getirmez mi? Mevcut pastaya göz dikip oradan müşteri almaya çalışmanın bir anlamı yok. Şimdi Land of Legends’i dünyada büyüteceğiz inşallah.

Biz şimdi birçok ülkede zaten büyüyoruz. Suudi Arabistan’da hükümetle beraber önemli yatırımlar yapıyoruz. Arap Emirlikleri’nde ciddi yatırımlarımız var, orada çok büyük otel grubuyuz, büyük oyuncuyuz, Katar’da da aynı şekilde. Kazakistan’ın en büyük otel grubuyuz. Çok fazla anlatmayayım, başka ülkelerde de ona benzer işler yapıyoruz. Sadece dünyam bu tarafında değil, o tarafında da büyüyoruz, Kazakistan’da 9 tane tesisimiz var.

Neticede hem yatırım getiriyorsunuz, hem işsizliğe çare getiriyorsunuz, hem ülkenin tanıtımına katkı sağlıyorsunuz. Sağ olsun her ülkenin yaptığı gibi onlar da bize sahip çıkıyor. Açıkçası birbirimize destek oluyoruz, biz hükümetlersiz bir şey yapamayız.

Bugün forumda da söyledim, hükümetlerden de istediğimiz beraber planlama yapmak. Siz bir şey yaparken beraber planlayalım, ben şimdi buradaki arkadaşlarımızla bu oteli planlamasam yapacak hiçbir şeyim yok, ne oda temizliğinden anlarım, ne yemek pişirmekten anlarım. Beraber olsak çok daha iyi neticeler çıkar. Elektrik gitse ne panoyu bulabilirim, ne şarteli kaldırabilirim. Onun için hepimiz birimize bağlıyız, birimizi tamamlayan unsurlarız.

Bu coğrafyalarda turizm yapmak çok kolay değil, bölgede yaşanan gelişmelerden endişe duyuyor musunuz?

Tabii ki endişe duyuyoruz, tahmininizden daha yakından takip ediyoruz. Çünkü işimizi etkiliyor. Sadece bölgedeki savaş değil, bir pandemi yaşadık. Hiçbir zaman düşünmeyeceğim bir şeydi, bir gün sabah kalkacağım, hiçbir işletmem çalışmayacak.

Gelir sıfır ve bütün giderleri de yerinde tutacaksın. Çünkü oteli soğutman lazım, burayı soğutmazsan bütün ahşaplar patlar. Bunlar elimizde olmayan işler. Bölgesinde, ülkesinde marka olmayan dünyada da marka olamaz. Dolayısıyla biz kendi bölgemizde güçlüyüz, bölgemizde bir potansiyelimiz var, bölgemizde ilişkilerimiz var. Ayrıca bölgenin sadece eksi taraflarını değil, bir de potansiyelini görerek değerlendirmek lazım. Orta Doğu; özellikle Suudi Arabistan, Arap Emirlikleri, Katar, Bahreyn, Umman, Mısır’ı da ekleyebilirsin… Bunlar çok büyük altyapı yatırımları yapıyorlar. Bu altyapı yatırımları bitince açık ara önümüzdeki 30-40 yıl dünyanın en iyi turizm altyapısına sahip olan bölge olacak. Biz şu anda devam eden projeleri yakından bildiğimiz için, projelerin içinde olduğumuz için neyin döndüğünü çok net görüyoruz.

Bölgede, Türkiye’yi de dahil edelim, 3 tane dünyanın ilk 10 en iyi havayolu şirketi var. Katar, Emirates, Türk Hava Yollar; Suudi Arabistan da buna katılmak istiyor, Abu Dhabi de buna katılmak istiyor. Dünyanın en iyi 3-4 tane havalimanını bölgeden sayabilirsiniz; İstanbul Havalimanı, Doha Havalimanı ve Dubai Havalimanı. Bunlar çok önemli işler. 3-4 yıl sonra dünyanın 3 numaralı ekonomisi Hindistan olacak, en büyük nüfuslarından bir tanesi. Dünyanın 2 numaralı ekonomisi, bir süre sonra 1 numaralı ekonomisi olacak Çin. Onlar da bu bölgeye gelmeye başlıyor. Delhi-Dubai arası veya Mumbai-Dubai arası uçak seferleri, Mumbai ile Delhi arasından daha fazla, farklı bir gelişme var dünyada. Siz de buna göre kendinizi pozisyonlandırmak zorundasınız. Bu işleri tek başıma yapmıyorum, ortaklarla yapıyorum, devletlerle yapıyorum. Riskleri dağıtıyoruz, riskleri bölüyoruz.

Gece rahat uyuyor muyum? Uyuyorum valla, sabaha kadar da ne olacak diye bir derdim yok.

Rızık veren Allah, yarın yiyecek bir şey buluruz, hep beraber buluyoruz. Siz ne kadar endişe duyuyorsanız yarınınızla ilgili, ben de herhalde o kadar duyuyorumdur. Gerisi ben değil, hepimizin.

Arap Emirlikleri istikrarlı bir pazar, destinasyon yönetimi anlamında Dubai örnek alınacak bir yer, çok başarılı bir yer. Yabancılar ‘city state’ diyor. Onları kontrol etmek, yönetmek, bir şeyi uygulamak, geliştirmek çok kolay. Bir de Türkiye gibi, Mısır gibi ülkelerde milyonlarca işsizin dışarıdan iş ithal edecek hali yok. Dubai’nin kendi çalışanı olmayınca dünyadan getiriyor. İyi bir ekosistem kurmuşlar, faydası var.

Forum başarılı oldu mu?

Bence oldu, buluştuk, konuşuyoruz, sohbet ediyoruz. Bazı şeylerin ilk adımını atmak çok önemlidir. Bu işleri yapmak kolay değil, böyle bir organizasyon yapmak, bu kadar insanı farklı ülkeden buraya getirmek, onlara ev sahipliği yapmak, onları sabah 10.00’da denizden alıp foruma getirmek, bunların hepsi ciddi adımlar. Bence büyük bir gayret var. 

Sabah da konuştuk, Mısır 14 milyon turist alıyor. Antalya tek başına Mısır’dan çok daha fazla turist alıyor. Hele gecelemeye gelirseniz belki biz iki katlı turist alıyoruz sadece Antalya’ya. Dolayısıyla Mısır’ın daha gidecek çok yolu var. Evet, Afrika keşfedilmemiş ve müthiş bir zenginliğin, potansiyelin, tarihin, doğanın olduğu bir yer. Son dönem birçok arkadaşım Ruanda’ya gidiyor. Çünkü onlar bir altyapı yaptılar. Turizmi öne çıkardılar. Güney Afrika da o şekilde farklı bir şeye gidiyor. Zanzibar, Mozambik, oralar sürekli yatırımcı çekiyorlar. Biz de yakından bakıyoruz. Bir iki işimiz de olacak. Afrika’nın hem nüfusu var, hem potansiyeli var, hem de artık iletişim ve ulaşım çok kolaylaştığı için insanlar gezmek istiyor.

Suudi Arabistan’ın çok büyük bir turistik yatırımı var. Bu yatırım mesela Dubai’yi, Mısır’ı ya da diğer ülkeleri etkiler mi?

Olumlu anlamda çok etkiler tabii. Mesela Amerikalı 3 haftalığına, 4 haftalığına, 6 haftalığına Avrupa’ya geliyor. Gelince Fransa’yı, İtalya’yı, Yunanistan’ı, hatta İstanbul’u gezip geri gidiyor. Dolayısıyla ona bir avantaj olarak bakmak lazım.

Ben şimdi mesela Katar’da iş yapıyorum, Katar zengin, altyapısı var, Dünya Kupası’na ev sahipliği yaptı, çok vizyoner bir emiri var. Bir de Dubai’nin yanı diyorum. O da büyük bir avantaj. Yanı başınızda sizin kadar başarılı havayolu olan, müthiş bir havalimanı olan, çok müthiş bir turizm destinasyonu var. Siz pazarlarsanız insanlar 50 dakika uçarak size de gelebiliyor.

Suudi Arabistan’ın çok farklı özellikleri var, devasa bir ülke, çok büyük bir tarihi geçmişi, inanılmaz doğa güzellikleri var, mukaddes topraklar var. Ben şimdi Mekke-Medine’de bir işle uğraşıyorum, rakamlara bakınca Medine’ye, Mekke’ye gelenlerin sayısı son 4 yılda neredeyse 3’e katlamış. Suudi Arabistan her yönüyle çok zengin bir yer. Şimdi genç de bir nüfusu var, yatırım yapıyor, parası da var.

Bu yatırımlar Türk turizmini nasıl etkiler?

Türkiye bence potansiyelinin çok daha gerisinde turist alıyor. Dolayısıyla Türkiye’nin de alacağı çok turist var. Şimdi baktığınızda Avrupa’da İspanya, Fransa, İtalya kaç turist alıyor? 200 milyon turist alıyor. Hala Amerikalı doğru dürüst bölgede yok ama 300 milyon Amerikalı yaklaşık 40 trilyon dolar ekonomi demek. Yani rakam öyle böyle bir rakam değil. 600 milyon Avrupalı dediniz, 35 trilyon ekonomi demek. Çin ve Hindistan neredeyse beraber 40-50 trilyon veya 60 trilyon ekonomiye doğru gidiyorlar. İnsanlar daha çok seyahat edecek, daha çok gidecek. Türkiye turizmini de bunlar olumlu etkiler.

Biz o rakamları görebilecek miyiz?

Göreceğiz. Türkiye’de her yıl rekorlar kırıyoruz, her yıl büyütüyoruz, her yıl ilerliyoruz. Türkiye’nin çok ciddi altyapısı var. Önemli yatırımlar yapıldı. Türkiye’nin bütün neredeyse havalimanları yenilendi. Müthiş bir uçak potansiyeli var. İnanılmaz güzel otelleri var, genç nüfusu var, coğrafik olarak inanılmaz başarılı bir yerde. Bunu Türk Hava Yolları’nın başarısından gördük, İstanbul Havalimanı’nın başarısından gördük, Antalya şimdi havalimanı yenileniyor. Belki, hedef kitlenin yapısını değiştirmek lazım, daha çok kalan, daha çok harcayan, belki o işlere biraz daha kafa yormamız gerekecek. Bana sorarsanız İstanbul hala alması gereken potansiyelinin %20’sini alıyor.

Olacak, onların hepsi gelişecek, hepsi olacak. 20 yıldan bugüne baktığımızda büyük gelişmeler oldu. Kundu’ya gitmek için Kundu’nun ne köprüsü vardı, ne yolu vardı. Şimdi Türkiye’nin en başarılı otelleri, en kârlı otelleri Kundu’da. Belek’ten muhteşem tesisler var. Antalya, Demre’den Anamur’a kadar inanılmaz bir turizm yeri. İki tane havalimanı var Antalya’nın, 2 tane birinci ligte futbol takımı var. Daha iyi olamaz mı? Daha iyi olması için de her birimiz gayret göstermeliyiz. Antalya Kaleiçi’ni de daha iyi yapmalıyız. Antalya’da turistin şehirde çıkması için daha fazla sebep üretmeliyiz. Şimdi Land of Legends’ta ben kazandığım parayla falan gurur duymuyorum ama geçen baktım bir aile, baba, iki çocuğu çıplak ayakla çarşının içinde yürüyorlar. O beni gururlandırdı. Güvenlik içerisinde, rahat, huzurlu. İnsanlar öyle dolaşabiliyorsa, biz bir mertebe atlamışız demektir. Antalya’ya 10 tane Land of Legend gibi proje lazım.

Franchise sistemiyle çalışmayı düşünüyor musunuz?

Ya biz işletme yapıyoruz zaten, benzer bir sistem uyguluyoruz ama Franchise sistemini çok tercih etmiyoruz. Çünkü marka standardı var. Franchise olunca adam markayı kapıya asıyor, seni de içeri sokmuyor. Kapıda Rixos yazıyor ama içeride Ahmet Otel oluyor.

Bizim sahip olduğumuz iki asset var. Biri çalışanlarımız; beraber bu işi yürüttüğümüz takım arkadaşlarımız. Onlardan ne kadar çok olursa biz o kadar rahat büyürüz, ikincisi de müşterimiz. Ne kadar memnun müşteriyi eve gönderirsek o kar topu gibi büyüyor.Hassasız, çok cimriyiz yani bu iki zenginliğimizi harcarken kılı kırk yarmak zorundayız. 

Şimdi Vietnam’da otel açacağım. Vietnam’da güvendiğim bir finansçı olacak, güvendiğim bir satışçı olacak, güvendiğim bir aşçı olacak, güvendiğim bir genel müdür olacak, güvendiğim bir eğlence müdürü olacak, güvendiğim bir çocuk aktivitelerinden sorumlu müdür olacak. Güvendiğim, bildiğim arkadaşlarım olsa rahat uyuyorum. Diyorum ki; “Tamam onlar gitti, bu işi halledecekler. Onlar olmayınca olmuyor. Oraya Rixos yazınca -bugün biri söyledi- misafir diyor ki; biz bakmıyoruz hangi ülke, hangi zorluk, Rixos açıldıysa, sürprizle karşılaşmayız. o gidince sürprizle karşılaşırsa, zaten siz kaybetmeye başlıyorsunuz.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile iletişiminiz, ilişkileriniz nasıl? 

Mehmet Bey bizim çok sevdiğimiz, takdir ettiğimiz, arkadaşımız ve sektörümüzün içinden gelen biri bizi iyi anlayan, sorunlara daha çabuk eğilebilen bir bakanımız var. Şanslıyız aslında içimizden bir arkadaşımızın bakan olması bir şans. Gecesini gündüze katarak, ciddi gayret içerisinde bu işe liderlik yapıyor.

Türkiye’de sezonu 12 aya çıkarmak gibi, gece müzeciliği ve Kültür Yolu Festivalleri gibi birçok proje yapılıyor. Bunlar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Kültür Yolu Festivalleri veya gece müzeciliği çok değerli ve faydalı çalışmalar. Bunları artırmamız lazım. Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı kuruldu, faydaları ve yaptığı aktiviteler var. Türkiye, bu 60 milyon turiste oturarak gelmedi. Türkiye dünyada şu anda en fazla reklam yapan ülkelerden bir tanesi ama yeterli mi? Yetmiyor. Mesela, dünyada başarılı turizm şehirlerinden bazılarının; Dubai’nin, Las Vegas’ın, Singapur’un, Barcelona’nın web sitelerine girin, şehirde kaç tane organizasyon var diye bakın. Şunu göreceksiniz; şehirlerde ortalama bin 500’le 2 bin 500 arası etkinlik vardır. Bu şu anlama geliyor, günde 4-5 tane ulusal iş var. Bir tarafta dünyanın en meşhur sanatçısı şarkı söylerken, diğer tarafta da on binlerce katılımcının geldiği fuar faaliyeti vardır. Mesele sadece deniz, kum, güneş değil, onu tamamlayıcı birçok faaliyet, faktör gerekiyor.

Niye ülkeler Avrupa Şampiyonluğu’na, Dünya Kupası’na ev sahipliği yapmak için büyük para harcıyor? Hem ülkesini tanıtmak için, hem de oraya bir trafik geçsin diye. Bu bir süreç. İyi yolda mıyız? İyi yoldayız.

 

Yorum Yaz

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.