Dünyanın en büyük, Türkiye’nin ilk ve tek Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali TEKNOFEST, bugün İzmir Çiğli Havalimanı’nda saat 09.00 itibariyle ziyaretçilere kapılarını açtı. Sabahın erken saatlerinden itibaren İzmirlilerin yoğun ilgi gösterdiği festivalin resmi açılış töreni ise saat 13.00’te gerçekleştirildi. Açılış törenine, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, İzmir Valisi Süleyman Elban, BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı, T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve TEKNOFEST Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar ve AK Parti İzmir milletvekilleri katıldı.
BAKAN KACIR: ANADOLU’NUN ÖZ GÜVENİNİ YENİDEN KAZANDIĞI BİR DÖNEMDEYİZ
Törende konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Ege’nin incisi, Efeler diyarı, güzel İzmir milli mücadelemizin sembol şehri. Türk milletinin bağımsızlık yürüyüşünde İzmir’in kurtuluşu önemli bir dönüm noktası. İzmir tutsaklığı kabul etmemiş, düşmana boyun eğmemiş ve başkaldırmıştır. Gazeteci Hasan Tahsin Bey, İzmir’in kurtuluşu yolunda ilk kurşunu sıkmıştır. Bu ilk kurşun, işgale direnişin kıvılcımını yakarken tüm Anadolu’yu saracak bağımsızlık ateşinin sembolü olmuştur. Türk milletinin kodlarında esaret yoktur ve bu gerçek Büyük Taarruz ile birlikte tüm dünyaya bir kez daha kanıtlanmıştır. 26 Ağustos 1922’de başlayan Büyük Taarruz’un akabinde, 9 Eylül sabahında İzmir’in kurtuluşu hasta adam zannedilen, öldü bitti denilen Türk milletinin küllerinden doğuşunun nişanesi olmuştur. Bu vesileyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını rahmetle anıyorum” dedi.
Cumhuriyetin ikinci yüzyılına adım atarken Türkiye’nin yeniden tarih sahnesinde olduğunu belirten Bakan Kacır, “Türkiye oyun kurucu ve söz sahibi kimliğiyle bir dünya devletidir. Tarihin yüklediği misyon ve sorumlulukla yeniden bilimde ve teknolojide çığır açmaktadır. Artık; Ali Kuşçu’nun, Fergani’nin, Uluğ Bey’in, Hezarfen’in mirası Türk gençliğinin ellerinde yükseliyor. Vecihi Hürkuş’un, Nuri Demirağ’ın, Şakir Zümre’nin akamete uğratılmış nice girişimi; bir adım ötesine geçip, geleceğe ışık tutan atılımlarla yeniden hayat buluyor. Karaya, havaya, mavi sulara, hatta uzaya Türk’ün damgası vuruluyor. Milletimizin kendisi için çizilen senaryoları yırtıp attığı, Anadolu’nun öz güvenini yeniden kazandığı bir dönemdeyiz. Bugünün Türkiye’sinde kaybedecek bir dakikaya, uğrayacak tek bir hayal kırıklığına dahi tahammülümüz yok. İşte bu nedenle geride bıraktığımız son 20 yılda Anadolu topraklarında saklı cevherlerimizi çıkarmaya uğraştık. Fikirden ürüne giden yolda gerekli altyapıyı gençlerimiz için tesis ettik. Bugün hep birlikte bölgesinde güç unsuru, dünyada oyun kurucu bir Türkiye’yi inşa ediyoruz. Dünya devletleriyle açılan arayı 20 yıla 100 yıllık projeler sığdırarak kapıyoruz. Artık kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz. Bilinmelidir ki; zor kararları ancak güçlü iradeler verir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu irade, duruş ve kararlılıkla Türkiye Yüzyılı’nda milli teknoloji hamlesi yolculuğuna devam ediyoruz. Biliyoruz ki bu yüzyılda Türk’ün yıldızı parlayacak. İnanıyoruz ki bu asırda tüm dünyayı Türk’ün rüzgarı saracak” diye konuştu.
‘KİMİLERİNİN GIPTA, KİMİLERİNİN KISKANÇLIKLA İZLEDİĞİ BİR TÜRK GENÇLİĞİ GELİYOR’
‘Milli Teknoloji Hamlesi’ ile rüzgarın fırtınaya dönüşeceğini ifade eden Bakan Kacır, “‘Milli Teknoloji Hamlesi’, kritik teknolojilerde ‘Tam Bağımsız Türkiye’ iddiasıyla devam eden yolculuğumuzdur. Milli Teknoloji Hamlesi, küresel teknoloji tekellerine esaslı bir itirazdır. Milli Teknoloji Hamlesi, savaş paradigmalarını değiştiren Türk SİHA’larıdır. Küresel marka olma iddiasıyla yola çıkan Türkiye’nin otomobilidir. Denizlerde TCG Anadolu, göklerde Hürkuş’tur, Atak’tır, Anka’dır. Bayraktar, Akıncı, Kızılelma’dır. Milli Teknoloji Hamlesi, TEKNOFEST kuşağıdır. İşte, Milli Teknoloji Hamlesi yolculuğumuzda heyecanını ve coşkusunu hiç yitirmeyen Türk gençliği, geleceğe umutla bakmamızı sağlayan iradenin ve özgüvenin adıdır. Artık, başkalarının geliştirdiği teknolojileri alkışlayan değil; hayalleriyle, fikirleriyle, projeleriyle kimilerinin gıpta, kimilerinin kıskançlıkla izlediği bir Türk gençliği geliyor. TEKNOFEST’in ilkini, 2018 yılında İstanbul’da düzenlediğimizde 14 teknoloji yarışmasına 20 bin genç katılmıştı. Geçtiğimiz 5 yıl bize gösterdi ki; o adımlar, büyük bir toplumsal seferberliğin başlangıcıydı. Bu yıl, 337 bin takım, 1 milyon yarışmacıyla, dünyada eşi benzeri olmayan rekorlara imza attık. İstanbul ve Ankara’da toplamda 3,5 milyon ziyaretçimizi ağırladık. Milletimizin TEKNOFEST’lere gösterdiği teveccühten ve ‘Milli Teknoloji Hamlesi’ hedeflerimiz doğrultusunda gençlerimizi yüreklendirmesinden dolayı büyük bir mutluluk içerisindeyiz” ifadelerini kullandı.
‘YILMAK YOK, YIKILMAK YOK, PES ETMEK YOK’
Konuşmasında gençlere seslenen Bakan Kacır, “Sizler yarınlarımızın umudusunuz. Bu toprakların evlatları olarak geleceğimiz adına sizlerden beklentimiz büyük. Bizler, sizinle yol arkadaşı olmaktan gurur duyuyoruz. Geleceğin Türkiye’sini inşa ederken; alın terinize ve akıl terinize ihtiyacımız var. Yılmak yok, yıkılmak yok, pes etmek yok. Savunma sanayiinde büyük bir atılımı nasıl gerçekleştirdiysek işte burada, TEKNOFEST alanında görüyoruz ki çevre teknolojilerinden enerjiye, iklim teknolojilerinden sağlığa, turizm teknolojilerinden engelsiz yaşama kadar tüm alanlarda sizin kuracağınız teknoloji girişimleriyle yine büyük başarılara imza atacağız. Sizlerle buluşacağımız her TEKNOFEST’te, yeni başarı hikayeleri yazacağız. Unutmayın ki; her zaman siz gençlerimizle birlikteyiz, birlikte olacağız. Unutmayın, bizim bu topraklara borcumuz var. Bizim İstiklal meşalesini yakan İzmir’e, bağımsızlığından tarih boyunca asla ödün vermeyen Türk milletine borcumuz var. Biz biliyoruz ki; ‘Bu vatan toprağı kara bağrında sıradağlar gibi duranlarındır, bir tarih boyunca onun uğrunda kendini tarihe verenlerindir. Tutuşup kül olan ocaklarından, şahlanıp köpüren ırmaklarından, hudutlarda gaza bayraklarından alnına ışıklar vuranlarındır. Ardına bakmadan yollara düşen, şimşek gibi çakan, sel gibi coşan, huduttan hududa yol bulup koşan, cepheden cepheyi soranlarındır. İleri atılıp sellercesine göğsünden vurulup tam ercesine, bir gül bahçesine girercesine şu kara toprağa girenlerindir. Tarihin dilinden düşmez bu destan, nehirler gazidir, dağlar kahraman, her taşı yakut olan bu vatan can verme sırrına erenlerindir’” dedi.
VALİ ELBAN: TEKNOFEST ÇOCUKLARIMIZDA BİLİMSEL HEYECAN UYANDIRMAKTA
İzmir Valisi Süleyman Elban ise “Artık öyle bir çağa girdik ki, değişimler, yenilikler artık saatlerle, dakikalarla anılmaya ve ölçülmeye başladı. Dijital okuryazarlığın olmadığı yerde cehalet, dijital dönüşümün olmadığı yerde artık çağ dışılık konuşulmaya başlandı. Böyle inanılmaz bir rekabet, dönüşüm ve yeniliğin olduğu dönemde bizim bu dönüşümün dışında kalmamız mümkün olamazdı. Selçuk Bey’in bayraktarlığını yaptığı bu hareket, gençlerimize gelişmiş ülkelerde durum neyse bizde de bunun olabileceğini, bizim de teknolojide lider olabileceğimizi gösterdi. Bunu da yaptıkları güzel eserlerle, İHA’lar, SİHA’larla gösterdikleri gibi TEKNOFEST gibi olağanüstü bir organizasyonla da sundular. Bu fuar, özellikle gençlerimize ve çocuklarımıza teknolojide neler yaptığımızı gösterdiği gibi onlarda bilimsel bir heyecan uyandırmaktadır” ifadelerini kullandı.
BAYRAKTAR: DÜNYADAKİ DEĞİŞİMİ, DEVİNİMİ İLERİ TEKNOLOJİ SÜRÜKLÜYOR
Konuşmasında İzmir’in Türkiye tarihindeki kritik önemine dikkati çeken BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı, T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve TEKNOFEST Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, şunları söyledi:
“İzmir, Kurtuluş Savaşı’nın zafere ulaştığı, Türk milletinin bağımsızlık meşalesinin yandığı yerdir. Bu vesileyle bağımsızlık mücadelemizi zafere ulaştıran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve tüm şehitlerimizi rahmet, minnet ve saygıyla yad ediyorum. İleri teknoloji ve inovasyon bireylerin hayatını kolaylaştırdığı gibi toplumların kaderini de değiştirme gücüne sahiptir. Bugün dünyanın tartıştığı yapay zeka teknolojisi birçok alanda hayatımızı kolaylaştırdığı gibi entelektüel kapasite gerektiren işleri de daha verimli hale getiriyor. Dünyadaki değişimi, devinimi ileri teknoloji sürüklüyor. Değişimin motoru da dev şirketlerden ziyade küçük teknoloji girişimleri. Girişim ekosisteminin maalesef işe başlarken ilk cümlesi insanlığın faydası değil de daha çok kazanmak. İnsanoğlu yüksek teknolojinin hızlı ve kuralsız deviniminin sosyal etkilerine yetişmekte zorlanıyor. Covid-19 salgınında dünyanın temel düzeyde teknolojiye sahip solunum cihazını üretmekte ne kadar yetersiz kaldığını hepimiz gördük. O süreçte dünya bu basit ama ölümcül yetersizliği uzun süre sorguladı. Akabinde insanlığın temel ihtiyaçlarına, problemlerine çözümler olacak alanlara yönelmeye başladı. Aynı dönemde bizler teknolojiyi kadim medeniyetimizin iyilik, adalet ve merhamet değerleriyle harmanlayarak insanlığa nefes olabilmek için çaba gösterdik. ASELSAN, Biyosis, Arçelik ve BAYKAR olarak geliştirdiğimiz solunum cihazlarıyla imkansızlıklarla boğuşan halklara, mazlumlara ve insanlığa nefes olmaya çalıştık. Dünya bırakın solunum cihazı parçalarının dahi satışını yasaklarken, Türkiye hem kendi ihtiyacını karşıladı hem de binlerce cihazı ihraç etti. Bilgiyle donanmak bize sadece teknik bir avantaj sağlamaz aynı zamanda hayatın gerçek anlamını da keşfetmemize yardımcı olur.”
‘MİLLİ TEKNOLOJİ HAMLESİYLE DÜNYAYA ÖRNEK OLUYORUZ’
Selçuk Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Zamanın ruhu olan değişim, TEKNOFEST kuşağıyla dev bir dip dalgası olarak geliyor. Kök salmaya başlayan TEKNOFEST kuşağı dünyanın daha önce sahip olmadığı zihinsel bir devrime imza atıyor. Teknoloji yarışmalarına başvuran milyonlarca gencimiz inşallah tüm dünyaya nam salmış SİHA’larımız gibi teknolojinin tüm diğer sivil alanlarında da bayrağı çok daha yükseğe taşıyacak. Milli teknoloji hamlesiyle dünyaya örnek oluyor ve birçok alanda öne çıkıyoruz. Türkiye araştırıyor, geliştiriyor, üretiyor ve her alanda kalkınıyor. Gençlerimiz sanayiyi, ileri teknoloji ve yapay zekayla harmanlayarak yeni alanlar oluşturuyor. İşte bu yeni alanlara, değişen dünyaya ruh verecek olan bizleriz. Geçmişimizin bilgeliğiyle yeni sözler söyleyecek olanlar da bizleriz. Mevlana’nın şu sözleri bize yol gösteriyor; ‘Dünle beraber gitti cancağızım ne kadar söz varsa düne ait, şimdi yeni şeyler söylemek lazım.’ Akşamın olduğu yerde en ıssız, en seherde bu memleket yine bizimdir. Milli mücadelenin ruh verdiği bu topraklar ve yüreklerimizi birleştiren kardeşliğimiz bir ve bölünmezdir. TEKNOFEST’de el ele vererek fikirlerimizi, projelerimizi ve hayallerimizi paylaşarak daha yükseklere ulaşmamız mümkün. TEKNOFEST kuşağının ahlaki değerleri ve yenilikçi vizyonuyla tüm dünyaya örnek olacağına inanıyorum. Sevgili gençler, TEKNOFEST paydaşları olarak her çalışmanızın destekçisiyiz.”