Ansızın bir gecede gelen “Konaklama vergisi”…
Konaklama vergisi ansızın Türk Otelcilik ve Vergi Mevzuatımıza girdi, şimdi %2 değerindeki verginin uygulaması sektöre ve otelcilere kaldı.
Aslında zaten 2-3 yıldan bu yana gündemdeydi ve herkes er ya da geç bu verginin devreye girebileceğini biliyordu. Bu nedenle aslında ansızın ve bir gecede gelmedi bu vergi.
Ama son günlerde herkes “konaklama vergisini” konuşuyor. Emir büyük yerden 01. Ocak 2023 itibaren uygulanacak. “Hazırlıklı olmamız gerekirdi” diyorum, ama çok zamansız ve ani oldu diye düşünenlerde var, onlarda haksız sayılmaz. Ancak tek hazırlık yapan sanki Turizm Bakanlığı kendisi olmuş gibi görünüyor. Sektör birden şaşırdı ve “olmaz, nasıl olur, şimdi bu kadar enflasyon varken, bu da mı yapılır; üstelik döviz kurları da çok az arttı ve maliyetler aldı başını gidiyor”. “Asgari ücretler de yükseldi ve işletme sahiplerine ayrı bir külfet getirecek gibi görünüyor, tüm bunların üstüne bir de ilave %2 konaklama vergisi gelirse…nasıl olur, vay halimize” diye, sektör tartışıyor ve acil çare arıyor.
Vergiye tepki hem var, hem de belirgin bir ciddi itiraz aslında yok, sektör ve ilgili mükelleflerden çok ses çıkmıyor.
Kesin olan tek şey var, o da sektörün dinamizmine veya prosedürlerin akışına, zamanlamasına uygun gelmedi. Bu ne demek? Bu şu anlama geliyor, Turizm Bakanlığı meslek kuruluşlarının bütçe ve planlama dönemine göre düşünüp bu vergiyi devreye almadan en azından 6-7ay önceden haber verseydi daha iyi olurdu. Sonradan bu uygulamanın bitmiş, imzalanmış 12ay geçerliliğini koruyan otel ile acente/tur operatörü satış sözleşmelerinin üstüne eklenmesi mümkün değil. Böylece bu vergi otelciden tahsil edilecek ve otelci bunu başka yerden tahsil etme şansı yok.
Neden otelci, çünkü bu verginin mükellefi, sorumlusu doğrudan otelciler diyor yasa. Bu ilave konaklama vergisi otelcilerden alınıyor, alınacak. 14.12.2022 tarihli Resmi Gazete Tebliğinde açık seçik yazıyor ve nasıl uygulanacağını örneklerle verilmiş. Gerçi otelciliğin eskiden ödediği KDV oranı %18 iken şu an sadece %8 ödüyor ve belki bunu göz önünde bulundurursak biraz olsun yine durumumuza şükredebiliriz, belki bu ilave gidere razı olabilir sektör. 2023 sezonun sözleşmeleri ve sezonluk fiyatları çoktan yapılmış, kontratlar imzalanmış, broşürler basılmış, online ve off-line satışlar çoktan başlamış binlerce, yüzbinlerce iç ve dış tatil alıcısına satış yapılmış durumda. Tüketicilere satılan yaz tatilleri ve belli bir fiyata taahhüt edilen konaklama paketleri tekrar revize edilmesi bu saatten sonra mümkün değil. Aslında verginin geç ilan edilmesi gerekli süreçlerin oluşturulmasına ve farklı uygulanmasına imkân tanımadı ve vergiyi birden kucağımızda bulduk adeta.
Uzun lafın kısası, bu ilave konaklama vergisi otelci mükelleflerden toplanacak ve ödemeler devlete gidecek. Otelciler adı üstüne konaklama vergisi, konaklayandan alamayacak mı? Hayır, bu yıl kimseden alamayacaklar; sadece kârlarından düşebilirler ve gelecek yaz2024 fiyatlarına yansıtabilirler. Tek tesellimiz, bu yıl çok olağanüstü iyi bir sezon gibi görünüyor, ama sürekli artan maliyetleri de göz önünde bulundurmamız lazım. Ayrıca otelcilerin diğer önemli konusu da bulunamayan istihdam konusu, personel konusu.
Peki bu verginin diğer ülkelerde mazisi nedir?
Örneğin Almanya bu vergiyi ilk defa 2014 yılında uygulamaya başladı. Almanya’da tatil yapan herkes bu vergiye tabi, ama iş için seyahat edenler değil. Vergiler il, ilçe veya turistlerin konakladığı kente göre değişebiliyor. Venedig buna ayakbastı parası veya giriş ücreti diyor. Başka şehirler de yatak vergisi, konaklama vergisi, Turist vergisi, kaplıca vergisi, şehir vergisi diyenler de var.
İsimler farklı da olsa temel fikir ve amaç aynı: Kitle Turizmini kontrol altında tutmak ve vergiyi tahsil eden belediyelere ihtiyaçları olan yatırımlar için bir kaynak yaratmak, üstelik kaynakların yine kullanımını da o ilgili belediyelerin kendi planlamasına bırakarak. Aslında turistten alınan vergiler, yine turistlere ve turizme, yol, park, yaya yolu, altyapı ve üstyapı olarak geriye dönüyor; ne kadar doğru ve güzel bir uygulama değil mi? Kimse bundan rahatsız değil, çünkü sonuçlar orta.
Yasal olarak bu verginin uygulaması da ayrıca mecburi değil, tamamen belediyelerin kararına bırakılmış. Uygulamayan çok belediye ve kent var Almanya’da. Konaklama vergi miktarı ise her yıl yeniden belediye meclisi veya Kent Konseyi tarafından otel işletme sahipleri veya yöneticileri ile birlikte alınan karar sonrası uygulanan bir sabit tutar şeklinde uygulanmaktadır. Takibini de Turizm Ofisleri kendileri yapmaktadır, Bakanlığa bağlı olarak değil, Belediye’ye bağlı olarak. Daha iyi anlamamız için de birkaç örnek vermek isterim.
Almanya’nın bazı kentlerindeki konaklama vergisini özetleyelim:
Berlin:
%5 net kişi başı gecelik konaklama bedelinden, ancak
•Kahvaltı veya yeme/içme hariç
•Tüm diğer ek gelirler hariç
•No-Show gelirler varsa, onlar dahil
Frankfurt:
2€ net kişi başı gecelik konaklama olarak, gecelik ücretten bağımız
Hamburg:
Ödenen kişi başı fiyat aralığına göre değişken bir uygulama seçmiş,
0,00€ net gecelik 10,00€ kadar kişi başı fiyatlarda,
0,50€ net gecelik 25,00€ kadar kişi başı fiyatlarda,
1,00€ net gecelik 50,00€ kadar kişi başı fiyatlarda,
2,00€ net gecelik 100,00€ kadar kişi başı fiyatlarda,
3,00€ net gecelik 150,00€ kadar kişi başı fiyatlarda.
Baden-Baden:
Bölge I. Şehir merkezi bölgesindeki konaklamalardan
3,80€ net kişi başı gecelik konaklama olarak, gecelik ücretten bağımız
Bölge II. Şehir merkeziden uzak bölgesinde konaklamalardan
1,70€ net kişi başı gecelik konaklama olarak, gecelik ücretten bağımız
Tüm bu uygulamalarda her bir yolcu için ayrı bir form düzenlenmek zorunlu ve ücretle birlikte bu evraklar belediyelere ayda bir ödenmek veya elektronik ortamda aktarılmak durumunda. Ayrıca bir sürü de istisnai durumlar için de kurallar ve indirimler getirilmiş.
Sonuç itibariyle verginin amacı ek gelire ihtiyacı olan bölgeyi kalkındırmak, kitle turizminden oluşan ilave masraf ve gerekli ilave yatırımlara ilave bir kaynak oluşturmak. Bu kaynağında en faydalı kullanımı için en kısa ve en yakın yönetimlere güvenerek, kullanımı da doğrudan onların eline, onların kararına bırakılmıştır. Hem demokratik hem de çağdaş bir yol seçilmiş. Ben Baden-Baden’da bizzat yönetiminde bulunduğum oteller adına bu toplantılara katıldım ve görüş bildirdim, oy kullandım. BU nedenle sistemin başarılı ve sorunsuz bir şekilde uygulanabilir olduğunu biliyorum.
Bu şekilde belki ilerde Türkiye’de de bu verginin daha farklı bir şekilde uygulanmasına biraz olsun ışık tuttum, bu örneklerle bilhassa otel sektörüne belki faydalı bilgiler aktarabilmişimdir. Umarım bu vergilerin bizde de gerekli altyapı, modernizasyon, çevre ve bilhassa “Lifestyle” konusundaki bölgesel ihtiyaçlara faydası olur, geriye dönüşümü sağlanır.