Bu hafta kafamızı Akdeniz’den kaldırıp, Torosların üzerinden ‘Türkiye’nin Kalbi’ Kapadokya’ya bir göz atalım isterseniz. Pandeminin hemen ertesinde altın çağını yaşayan Kapadokya’da neler oluyor neler!…
Önce durum tespiti yapalım; bölge bu yaz başından beri tıka basa dolu. Oteller %90 dolulukta seyrederken, ören yerlerinden, restoranlara, vadilerden, tepelere her yer turist dolu. Ve belki inanması güç ama bu turistlerin büyük bir çoğunluğu Güney Amerika ülkelerinden: Meksika, Kolombiya, Brezilya, Arjantin ve Amerikalı turistlerin yanında İspanya, İtalya, Malezya, Endonezya, Tayvan, Özbekistan, Kırgızistan, Bulgaristan, Polonya’dan da hatırı sayılır turist geliyor Kapadokya’ya. Yani neredeyse dünyanın her yerinden inanılmaz bir ürün çeşitliliği var.
Pandemiden sonra en güçlü turist kaynağı Çin Pazarını tamamen kaybederek boşluğa düşen Kapadokya’nın kısa sürede bu değişimi nasıl gerçekleştirdiğini bölgede faaliyet gösteren deneyimli turizmcilere sordum. Samimiyetle anlattıklarını tabii ki sizlere de aktaracağım.
Kapadokya’ya turist çoğunlukla İstanbul ve Antalya üzerinden Kültür turu vasıtası ile geliyor. Az miktarda Kayseri havalimanı üzerinden gelenler de var. Bölge son yıllarda Resort otelcilikten, ‘Cave Hotel‘ denilen kaya otellerine geçiş yaptı. Bölgedeki bazı oteller pandemi de kapandı ve daha sonra otel işlevinden koptu. Doğal ve Sit alanı olması nedeni ile yeni otel yapılması pek mümkün değil. Önümüzdeki yıllarda Barcello, Marriot ve likya Lodge otellerinin devreye girmesi bekleniyor. Bölgenin yatak kapasitesi 15.000 civarında.
Balon çılgınlığı
Kapadokya’nın en önemli çekim gücü Balon uçuşlarından kaynaklanıyor. Güney Amerika’dan 15 bin km. uçarak Atlas Okyanusu’nu, Afrika’yı, Avrupa’yı geçip Kapadokya’ya gelen turistin en büyük tutkusu Balon ile uçabilmek. Bu konuda bilgisine ve tecrübesine güvendiğim 27 yıldır bölgede yaşayan Kapadokya Balons Genel Müdürü Levent Nuray’a danıştım. Kapadokya’nın 156 sıcak hava balonu ile dünyada en çok balona sahip olan bölge olduğunu ve günlük uçuş yapan 3500 kişi misafir ile dünyanın en önemli balon destinasyonu olduğunun altını çizdi. Bölgeye gelen turistlerin %80 mutlaka balon uçuşu gerçekleştiriyor. Balonlarda kota olduğu için uçamayanlar ve gözyaşları ile bölgeyi terk edenler de az değil.
Bölge gerçekten inanılmaz bir zenginliğe sahip. Yüzlerce kez gezmeme ve turist gezdirmeme rağmen her defasında hayranlık duyduğum, hiç sıkılmadığım ve her mevsimini farklı yaşadığım Kapadokya’nın dünyada başka örneği yok.
Balon turunun en can alıcı noktası gündoğumunu balondan izlemek. Bu yüzden tur gün doğmadan başlıyor. Neredeyse bütün Kapadokya sabah 4 te uyanıp yollara düşüyor. 156 balon vadi aralarında uçuşa hazırlanıyor. Misafirler için balonların uçuşa hazırlanması bile farklı bir heyecan. Gecenin karanlığını Balonlara basılan Propan gazı aydınlatıyor. Balonları uçuşa hazırlayıp, turun sağ salim bitmesini sağlamak için 1250 kişi koşuşturuyor.
Uçak bileti fiyatına balon turu
Tabii bu heyecanın bir bedeli var. Pek ucuz değil, Eylül ayından itibaren kişibaşı 250 € ya uçulabiliyor. Münih-İstanbul uçak biletinden daha pahalı. Talep öyle fazla ki uçamayanlar mağdur olmasın diye, jeeplerle balonları takip eden turlar var. Her gün yaklaşık 100 Jeep ile 500 kişi ‘balonların altında balon turu’ yapıyor. Dünya da böyle bir tur yoktur sanırım. Bu, bölge halkının kıvrak zekâsı ve yaratıcılığı ile ilgili bence. Hatta balonları seyretmek için birçok yerde kahvaltılı paketler sunuluyor. Sabah 6 da çayınızı yudumlarken başınızın üzerinden balon geçiyor. Bu da extra satılıyor. Bitmedi, özel uzun kıyafetlerle balon arka planlı çekim noktaları var. Arka fonda balonlarla rengarenk kıyafetler içinde fotoğrafınız oluyor. Butik otellerin bazı odaları ‘balon manzaralı’ satılıyor. Arka planda Balon olan herşey değerli ve özel yani.
Balonun bölgeye katkısı sadece uçanlarla kısıtlı değil.
Bölgede her gün 3500 kişi uçuyor, 10.000 kişi seyrediyor. Ve bu işin bölgeye yıllık toplam hacmi (konaklama hariç) 200 milyon avroya ulaşıyor.
Levent Nuray bir konuya özellikle dikkat çekiyor: bölgedeki 500 pilotun tamamı Türk ve çoğu bölgenin insanı. Mesela yaz başında bizi uçuran pilotumuz Bekir Bektaş, Çavuşin de mola yeri işleten Mustafa Bektaş’ın oğlu idi. Bir de kendi ürettiğimiz balonlar var artık. Eskiden İspanya’dan alırdık.
‘Uçan balonlar Kapadokya’yı uçuruyor’ desek yanlış olmaz sanırım…
Güney Amerika’dan nasıl geldiler?
Benim de en merak ettiğim bu konuydu. Bir gün Kapadokya’ya Meksika’dan turist geleceği ölsem aklıma gelmezdi. Bu konuyu da bölgeye en çok Güney Amerikalı turist getiren Honest Turun sahibi Cengiz Deveci’ye sordum. Bunun Korona sürecinde başladığını, Güney Amerika ülkelerinin çok fazla seyahat edebileceği destinasyon olmadığını ve kuvvetli bir pr ile İstanbul ve Kapadokyayı öne çıkardıklarını söyledi. 2022 yılında Güney Amerika’dan 100 bin turisti Kapadokya’ya getireceklerini belirten Deveci, diğer acentalarla birlikte 140 bin kişinin bu yıl Kapadokya’yı ziyaret edeceğini söyledi. Bu arada gelen turistlerin ekonomik düzeylerinin iyi olduğunu, dolayısı ile bölgeye başta balon olmak üzere önemli bir katkı sağladıklarını söyledi.
Otel fiyatları 70 €’dan 3500 €’ya kadar değişiyor
32 yıldır bölgede yaşayan ve bulaşıkçılıktan Otel Sahipliğine kadar yükselen Murat Adıyaman, bölgenin yıldızının Sosyal Medya sayesinde parladığını ve insanların burada gördükleri görsellerden etkilenerek bölgeye akın ettiklerini söylüyor. Sadece bir resim çektirmek için 1000 Tl ye kıyafet kiraladıklarını, Balonda evlilik tekliflerinin yapıldığını belirten Adıyaman, bölgenin Çinli turistten Güney Amerikalı’ya geçmesi ile altın çağını yaşadığını, otellerin oda fiyatlarının gecelik 3500 € kadar çıktığını söyledi.
Pandemi sonrasının seyahat çılgınlığını, çılgın düşünebilen Kapadokyalılar çok iyi değerlendirerek önemli bir başarıya imza attılar, bize de sadece bu başarıyı kaleme dökmek düştü.
