Kilit Global Kontrat Direktörü Alaaddin Gürses 2023 turizm sezonunu GM Turizm ve Yönetim Dergimize değerlendirerek fiyatlandırma konusunda kendi deyimiyle profesyonel öngörüde bulundu.
Sorumuz kolay “Gelecek sezon ve fiyatları nasıl olacak?”, ama cevabı epey zor. Belki zor değil de, biraz karışık da diyebiliriz…
Şahsım adına konuşacak olursam, soruyu “Gelecek sezon nasıl görünüyor ve fiyatlar nasıl olmalı? olarak değiştirmek istiyorum.
Nasıl göründüğü kısmından başlayalım.
Bu bir kahve falı değil, baştan söyleyeyim. Yüksek matematik veya uzay bilimi de değil, sadece geçtiğimiz 25-30 yılın tecrübesiyle ve yaşanan yılların olgusuyla yapılan bir “profesyonel öngörü”.
Sonuç itibariyle ama yine sadece bir tahmin. Nasıl bütçeler, şirketlere bir yol haritası ise, sektör öngörüleri de sektöre, çalışanlarına ve öğrencilerine de bir plan oluşturabilir.
Orta Avrupa’da – zannederim Almanya’da – çok güzel bir iktisadi bilim kurulu var, ismi de “5 ekonomi bilge” (alm.: “die fünf Wirtschaftsweisen”).
Bilge olarak kabul edilen bu değerli kişilerin, öğretim veya bilim insanının değeri de “tecrübeleri ve yaptıkları bilimsel çalışmalarından ötürü” kabul görmüştür ve devlet tarafından göreve çağırılırlar.
Kendi sektörümüz adına benzeri bir uygulama, çok işe yarayacağından eminim. Saygınlıkları ve her yıl yapacakları bu tahminler ve öngörüler, mutlaka bilimsel çalışmalara vakit bulamayan, ama onların değerini bilen, birçok yatırımcıya ve profesyonellere faydalı olabilecektir. Zamanla (“doğru tahminleri ile beraber”) sektör bu göreve seçilen “bilgelerin görüşlerini” alacak, hatta arayacak olacaktır.
Türkiye destinasyonu olarak, turizm ve otelcilikte ne kadar hızlı tecrübe sahibi olsak da, bulunduğumuz coğrafya nedeniyle işimiz hep zor ve hep sürprizlerle dolu oldu.
Türk turizmi sürekli bir değişim, gelişim, krizler ve adaptasyon çabaları içinde ilerledi. Aslında istikrar iki konuda oldu: büyüme ve krizlerle mücadele!
Her zaman bir kriz bize uğrar oldu, 2-3 yılda bir mutlaka kapımızı çaldı. Maalesef bu olgu değişmeyen bir gerçek. Ama tecrübe tecrübedir, nasıl reklamın iyisi kötüsü yoksa, tecrübe de aslında kötüsü yoktur, proaktif yaklaşırsak konuya.
Krizden tecrübeye geçtik, tecrübeden de tekrar turizme geçelim ve gelecek senenin öngörüsüne, ön görüşüne, uzaktan bakışına dönelim.
İnsanlık tekrar en güzel haline döndü: Yaz tatili
2018-2019 yılları iyi geçti ve 2020 pandemiye yakalandık; 2020 ve 2021’i pandemi telaşı, biraz korkusu ve sıkıntısı içinde geçirdik. Tüm Dünya bu etkiden nasibini aldı, bölgeler yoğunluk haritasına ve bulunduğu “medeniyet basamağına” göre ağır veya hafif atlattı.
Bu sıkıntılardan, bu belirsizliklerden ve bu son 50 yılda ilk defa karşılaştığımız bu ciddi endişelerden 2022 Mayıs ayı itibaren kurtulduğumuzu düşünen insanlık tekrar en güzel hayaline döndü: Yaz tatili. Turistler için “12 ayın Sultanı” yaz tatili ve Dünyamızda bu tatil disiplinin şampiyonları da büyük farkla halen Almanya ve Almanlar toplum olarak. Yaptıkları kişi başı yıllık ortalama seyahat hareketiyle Dünyamızda en fazla seyahat eden toplum unvanını elde ediyorlar.
Tabi ki Türkiye olarak tüm seyahat eden ülkeler önemli ve hep birlikte turizm mozaiğini oluşturmamızda payları var ve yerleri çok değerli. Doğru karışım turizm pastamızın tadını ve otellerde doğru oran-dağılımı da otellerin “lezzetini” (algısını!) belirliyor. Yatırımcılar/Ustalar için pastanın türünü seçmek serbest…ama pasta tabağında da kırıntılar değil de, halen yenmemiş dilimler kalırsa da yine pastaları oluşturan “ustalar, yatırımcılar, yönetici ve müdürler sorumludur.
Uzaktan hoş görünüyor
Bu anlamda 2023 güzel ve her zaman uzaktan olduğu gibi hoş görünüyor. Ama sadece uzaktan.
Daha bu sezon bitmedi ve biz şimdiden gelecek sezonu düşünüyoruz. Çünkü buna mecburuz, mecburiyet iş modelimizde saklı. İş modelimiz bir sezon bitmeden gelecek sezonun fiyatlarını belirlemek sorumluğumuz, çünkü 6 ay önceden broşürler, web sayfalarında fiyatlar, satış yazılımlarında tüm seyahat tarihlerine göre milyonlarca bilgi, fiyat ve ayrıntı olmak zorunda. Avrupa 50-60 yıl önce ilk tatil paketini ansiklopedi kadar kalın kataloglardan bakıp seçerken, günümüzde cep telefon veya İPAD’lerinden bakıp seçebiliyorlar. Ne kadar “erken tanıtım” – arz yapılırsa” o kadar fazla talebi karşılamak ve oteli doldurmak mümkün oluyor. Bu “olağanüstü” iyi yaşadığımızı zannettiğimiz güzel sezonun sonu gelince, kâr ve zarar ortaya çıkacaktır. Maliyetler makul seviyede ve döviz olması gereken seviyelerde olsaydı, kalsaydı, gerçekten güzel bir sezon geçirmiş olacaktı Türkiye. Ama maalesef bu yaz sıradan bir yaz olmadığı gibi, çünkü iki yılın birikimini aldığımız bir sezon yaşandı ve anormal doluluklar oluştu, buna suni bir algı oluştu da diyebiliriz. O kadar çok fazla rezervasyon ile karşılaştık ki, insanlar otellerini alamadığı için, tekrar evlerine dönmek, hatta uçakla ülkelerine dönmek zorunda bile kaldılar.
Bu nedenle yakından bakarsak, 2023 aslında Dünya’daki enerji fiyatların artışıyla, taşıma ve transportun getirdiği maliyet artışlarıyla tüm sektör ve ürün grupların fiyat artışıyla, tüm insanlara hayat standartlarında maddi kısıtlamalar getirecektir. Üstelik Avrupa’nın kapısındaki savaş, Avrupa’daki enflasyon ve endişe, Türkiye’deki mega-enflasyon ve seçimlerin belirsizliği, kesinlikle daha iyi bir sezon getirmeyecektir. Bu anlamda yine en iyi durumda benzeri bir sezon beklemek, en az zararla bütçeyi kapatmak anlamına gelecektir. Tabi ki istisnai oteller ve istisnai şirketler, istisnai tutumlarından veya imkanlarından dolayı her zaman olacaktır. Ama istisnai örneklerden emsal olmaz, sadece istisnai örnek kalırlar, başarılarına rağmen. Nasıl görünüyor sorusunun cevabı bu nedenlerden dolayı, maalesef, daha iyi değil, iyi ama daha zor görünüyor demek dürüstçe ve dostça olur.
Fiyatlar kısmına gelince…
Türkiye halen bir aile destinasyonu. Her şey dahil konseptimizin başarısı ve sırrı da zaten ailelere “cüzdansız” bir tatil hayalini sunduğumuz için oluşmuştur. Dahice bir strateji, ama sürdürebilirlik dahice fikirlerden daha uzun hayatta kalıyor ve değişimlerden az zararla çıkıyor. Acaba maliyetler artıkça ve oteller de haklı olarak bu maliyetleri (– kısmen de olsa – acentelere, acenteler de operatörlere, operatörler de satış acentelerine ve yine satış acenteleri de) nihai tüketicilere yansıttıkça ne olacak? Doğal seleksiyon başlayacak. Ekonomi bazen biraz biyolojiyi andırıyor, yine güçlüler ayakta kalacak ve bütçesi olan tatile çıkacak, bütçesi olmayan da – affedersiniz – belki sadece “balkon’da havasını” alacak. Bu şaka değil, yıllarca, fazla yapılan artışların sonunda bilhassa Türkiye’de yaşanan acı gerçekler.
2023 için tatil fiyatları İspanya’da (en önemli rakibimizde) artı %3 ile artı %5 olarak gerçekleşmektedir. İspanya’da ve Türkiye’de önemli olan otel birim fiyatları değil, en azından tüketici için değil, önemli olan 10-12 günlük ortalama tatil paketine gelen kişi başı fark ne kadar olduğu?
4 kişilik bir aile için fark 50-60 € civarında ise makul olur, ancak kişi başı 90-100 € civarında olursa, bu fazla olur diye bilinmektedir. Tatil hayallerin sadece hayal kalmaması için, oteller baştan gerçekleşen fiyatları kullanmak için çaba sarf etmeliler. Çünkü tüketiciler baştan doğru fiyatı bilirse baştan bütçesine göre hareket etmeye çalışır. Böylece de daha az etkilenen A ve B profilleri de tekrar baştan bizim ülkemizi tatil planlarına almaya çalışır.
Aksi takdirde biz son dakika satışların ülkesi olmaktan çıkamayız. Kaderimize katlanırız veya katlanmayız, ama kaderimizi değiştiremeyeceğimiz çok aşikar, bunun için ne bilge ne de Einstein olmaya gerek yok.
Baştan pahalı sonra da en ucuz olmaya çalışırsak, baştan tüketiciyi İspanya ve Yunanistan’a yönlendiririz, sonra da Bulgaristan’a bile gidemeyecek turistleri almak için fiyat yarışına gireriz. Antalya, Alanya, Side, Belek & Kundu veya Kemer, hepsi aile destinasyonları, Avrupalı acenteciler ve tüketiciler gözünde.
Bu nedenle Avrupa gelecek kış gaz ve enerji krizi için şimdiden kemerlerini daraltmaya hazırlanıyor, belki biz de sektör olarak, biraz müthiş konseptlerimizi, otel büfelerimizi daraltmalıyız ve rekabete rakiplerimizden daha sürdürülebilir fiyat stratejilerimizle cevap vermeliyiz. Baştan “karışık bir konu tatil-fiyatları” dediğim, aslında sadece tatil paketleri uçak-transfer-otel olgundan oluşan bir ürün olmadığını ifade etmeye çalıştım, çünkü çok daha fazla parametremiz var, fiyat oluşumunda. Ama bunu da inşallah başka bir zaman irdeleyelim ve şimdilik biz de üzerimize düşen tasarrufu nerede nasıl yapabiliriz diye düşünelim, her şey istikrar ve turizm uğruna tabi ki.
Her gün kimse baklava yemek istemez! Söylese de istemez. Siz ister misiniz? Cevabınız “Evet” ise de, o zaman şimdiden afiyet olsun, bize de sektör olarak geçmiş olsun.
1 yorum
Güzel bir yazı dizisi zevk alarak okudun.