Turizm Sektöründe Kalite Yönetim Sistemleri Sertifikasyonu
Bülent Dokuzluoğlu- BIX Kurumsal
Toplumların gelişmişlik düzeyi her ne olursa olsun, her toplum sürekli bir dinamizm ve değişme içindedir. Avcılık ve toplayıcılıkla yaşamını idame ettiren ilkel toplum, toprağı işlemeyi öğrenip geçimini topraktan sağlamaya başlamıştır. Bunun yanı sıra yerleşik hayata geçerek yaşamını düzene koymuştur. Tarım toplumu olarak adlandırılan bu dönemde, insan ve hayvan gücü, rüzgâr, güneş ve su gibi enerji kaynakları kullanılmış ve bunlara göre üretim araçları şekillenmiştir.
Ekonomiye tamamen tarım kesimi hâkim olmuştur. Toplumsal sınıfları soylular, din adamları, savaşçılar ve köleler oluşturmaktaydı. Bu dönemde artan nüfus daha fazla mal talep etmiş; malların dağıtımı önem kazanmıştır. Zaman içerisinde tüccarların işleri genişlemiş, ticaret şirketleri kurulmaya başlanmıştır. Ticaretin yoğunlaşması tüccar sınıfının toplum içinde sivrilmesine ve sermayelerinin artmasına neden olmuştur.
Matbaanın bulunmasıyla okur-yazarlık artmış, Rönesans tüm Avrupa’ya yayılmıştır. Aydınlanma çağında bilim alanındaki gelişmeler sanayi kesimine de yansımış, yeni enerji kaynakları, yeni makineler ve yeni yöntemler kullanılması, sanayi devriminin gerçekleşmesine neden olmuştur.
Sanayi devriminin gerçekleşmesinden sonra işletmelerin verimliliği artırmak ve işletme yönetim metodları bilimsel olarak gelişmeye başlamıştır. Bunlardan ilki Klasik Yönetim Kuramı (1911-1930) Frederick Taylor tarafından ortaya konulmuştur. 1911 yılında İşletmelerin Bilimsel Yönetimi kitabında Taylor sisteminde bir işi düşünme, yapma ve denetleme aşamalarının ayrı kişiler tarafından yapılması ilkelerini açıklayarak bugünkü kalite yönetim sisteminin temelini oluşturmuştur.
İkinci dönem Neo Klasik Yönetim Kuramı ile (1930-1960) Elton Mayo ve Abraham Maslow tarafından tanımlanmıştır. Yönetimin insancıl çalışma koşulları ve insana değer veren beşeri ilişkiler yaklaşımı ile başarılı olacağını savunmuşlardır. Ödüllendirme ve eğitiminin önemli olduğu belirtilmiştir.
- Dünya Savaşı Kalite kontrol işlemleri, üretim bölümünün sorumluluğundan ayrılarak bağımsız bir birim halinde işletme örgütü içinde yerini almıştır.
- Dünya Savaşı: “Toplam Kalite Kontrolü” anlayışı yaşama geçmiştir. Böylece kalitenin kontrolü, tasarım aşamasından başlayarak ara girdiler, proses içi ve son çıktı a şamalarını izlemek suretiyle geliştirilmeye başlanmıştır. 1950’li yıllarda başladığı kabul edilen bu çağa bilgi toplumu çağı denir.
Bilgi toplumu; örgütsel ve toplumsal düzeyde öğrenmenin yaşam biçimi olarak algılandığı, bilginin stratejik kaynak olarak değerlendirildiği, teknoloji kaynaklı değişim ve gelişimin hız kazandığı, küresel rekabetin yoğunlaştığı bir dönemi temsil etmektedir.
Bu çağın en tipik özelliği toplumların hızla değişmesidir. Toplumlardaki değişmeyi hızlandıran en belirgin etmenler, bilgi, teknoloji, iletişim ve ekonomi alanlarında görülmektedir. Bu çağa bilgi çağı adı verilerek bilgi toplumu kavramı ortaya çıkarılmıştır. Bilgi toplumu kavramı, bu değişim sürecinin yönünü ve içeriğini vurgulamaktadır.
Bilgi toplumunda, bilgi en önemli ve temel kaynaktır.O halde bilgiyi ve zamanı en uygun şekilde kullanmak üretimde, dağıtımda ve tüketimde de söz sahibi olmak anlamına gelmektedir. Bilgi toplumunda sermaye, maddi değerlerle değil, bilgiyle ölçülmektedir.
Dünya üzerinde özellikle 1950’li yıllardan sonra hızla gelişen teknoloji nedeniyle ve bilgi toplumunun önemli bir parçası olarak eğitim ve öğretimde süreklilik önem kazanmakta, “öğrenmeyi öğrenmek” temel bir felsefe haline gelmektedir.
Günümüzde şirketlerin performansı dönemsel karlılıkla değil, değer yaratma potansiyeli ile belirleniyor. Şirketin piyasa değeri geçmişe değil, gelecekte yaratması beklenen nakit akışının değeri ile orantılıdır.
Marka Yolculuğuna Hazır mısınız?
Bilgi sermayesinin fiziksel sermayenin önüne geçtiği günümüzde marka yaratmak isteyen işletmelerin geçirmesi gereken aşamaları dört başlıkta toplayabiliriz. Her işletme kurulurken birinci aşama olan operasyon aşaması ile başlar. İkinci aşamada Uluslararası standartlara uyum aşamasını gerçekleştirmelidir. (ISO 9001, ISO 22000, ISO 10002, ISO 14001, ISO 45001, 6 Sigma, EFQM, Yalın Yönetim). Bu süreçle beraber üçüncü aşamada değişen müşteri beklentilerine uygun konsept yaratma aşamasını gerçekleştirerek markaya ulaşması mümkün olabilir. Uluslararası standartlara uyum ve konsept yaratma çalışmalarını tamamlamadan marka olmak ve markayı sürdürebilmek mümkün değildir.
Bu aşamaların doğru bir şekilde yürütülmesi ise bilgi çağına uyum ve bilgiye, sisteme, bilgi teknolojilerine yatırım yaparak öğrenen insandan öğrenen organizasyona geçişle mümkündür.
Turizm Sektöründe Kalite Yönetim Sistemleri Sertifikasyonu
Uluslararası kalite yönetim sistemlerinin başında gelen ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi, ISO 14001 Çevre Yönetim sistemi ve benzer standartlar işletmelerde kurulmalı ve sertifikasyonları gerçekleştirilmelidir.
Bu standartların sertifikasyonu, işletmelerin yürüttüğü operasyonların bu standartlara uygun olmasını garanti altına alacak ve marka yolcuğunda önemli bir aşamanın tamamlanması sağlayacaktır.
Sertifikasyon çalışması sektör deneyimi olan denetçiler tarafından, akreditasyonlara sahip sertifikasyon firmaları tarafından yapılmaktadır. Sektör tecrübeli denetçiler otelcilik operasyonlarının standartlara uyumunu incelemekte ve iyileştirme fırsatlarını raporlamaktadır. İşletmeler bu bulguları inceleyerek kendi süreçlerini iyileştirir ve sektördeki rekabet gücünü artırır.
Sürdürülebilir, rekabetçi ve işletmeler yaratmak bu tür çalışmalarla mümkün olacaktır. Marka yolcuğunda önemli bir aşama olan kalite yönetim sistemleri sertifikasyonu çalışmaları otellerde değer yaratmaya devam edecektir.