İlerleyen yıllarda Dünya tarihinin kabus yıl olarak tanımlayacağını düşündüğüm 2020 yılını çok zor şartlar altında bitirdik. Bırakın ekonomik verileri, kendimizin ve sevdiklerimizin hayati verilerinden sağlam olarak bahsedebilmek en büyük kazancımız oldu. Dolayısıyla herhangi bir veriden bahsetmenin de bir anlamı kalmadı. Hayatta kalmayı başararak 2021 yılına girdik.
2021 yılı hem dünya adına hem de ülkemiz adına heyecanlı gelişmelerle birlikte başladı. Nasa’nın Perseverance uzay aracının Mars gezegenindeki Cezeri kraterine inişi, Covid19 pandemisi için geliştirilen Pfizer/Biontech aşısının ülkemize sorunsuz bir şekilde yoğun olarak getirilmesi, vakaların daha kontrol altına alınabilir hale dönüşmesi, spor ve sanat faaliyetlerinin yeniden başlaması, hayatımızın daha normal hale dönmeye başlaması sevindirici gelişmeler oldu. Bunun yanı sıra dünyanın çeşitli yerlerinde ve ülkemizin kuzeyinde yaşanan sel felaketleri, aşı karşıtlığı, depremler, iklim değişikliği, su havzalarının, göllerin, nehirlerin yavaş yavaş yok olması ve kuraklık… bu yıl başlayan ve ilerleyen yıllarda insanlık tarihinde derin yaralar bırakacak sorunların bir kısmı oldu.
Turizm özelinde de değerlendirmek gerekirse, 2021 yılı bizim için çok iyi başlamadı… Uçak ve seyahat yasaklarının/kısıtlamalarının kaldırılmaması, getirilen ek önlemler, yine dünyadaki aşı karşıtlığı ve hatta aşıya direniş, vaka sayılarının azaltılamaması ve siyasi/politik manevralar… gibi etkenlerden ötürü turist hareketi oldukça seyrek başladı. OECD ülkelerinden oluşan Avrupa pazarındaki hareketin oldukça yavaş seyretmesinden ötürü umutlarımızın büyük bir bölümü BDT pazarına bağlanmıştı. Normal şartlarda Nisan ayı itibari ile başlayan yaz sezonu, Rusya Federasyonu’nun 15 Nisan – 1 Haziran tarihleri arasında charter uçuşları askıya alması ve hatta tarifeli uçuş seferlerini de kısıtlaması ile birlikte açılış tarihlerini Nisan ayına planlayan otelcileri ve paket tur satışlarını yapmış, operasyon ve uçuş planlamalarını çoktan hazırlamış olan acentecileri ters köşeye yatırdı ve beklentiler Haziran ayına ertelendi. Sonrasında ise derin bir sessizlik ve belirsizlik dönemi geçirdik. Derken yeniden ötelemeler başladı ve büyük belirsizliklerle 22 Haziran tarihinde kısıtlamalar kaldırıldı ve uçuş hareketi yoğun bir şekilde başladı. Nisanda beklediğimiz Yaz sezonu Haziran’da ancak başlayabildi.
Mevcut şartlar ve demoralizasyon bu seviyede iken bile yine de kötü bir sezon olmadığını, hatta beklentilerin üstünde bir turizm akışı gerçekleştiğini düşünüyorum. İstatistiklere baktığımızda Türkiye genelinde 17 Milyon, Antalya özelinde 7 Milyon turist rakamlarına ulaşmanın bu şartlar altında bir başarı olduğunu görüyorum. Elbette gelir seviyeleri genel olarak olması gerektiğinin çok altında seyrediyor, elbette pazar çeşitliliğimizin yoğunluğu Rusya Federasyonu, BDT, Almanya gibi bize oldukça yakın konumdaki ülkelerden… Ancak başlangıç adına kötü olmadığını, Turizm Bakanlığı’nın belirlemiş olduğu 25 Milyon Turist – 20 Milyar USD Gelir hedefinin çok uzak olmadığını gözlemliyorum.
Grubumuz adına da kötü bir sezon olmadı. Tüm otellerimizde beklediğimiz dolulukları, hedef misafir memnuniyet oranları ve hedef bütçelerimizi yakalamış durumdayız. Aynı zamanda otellerimizin en önemli kıymeti olan çalışma arkadaşlarımızın da memnuniyetini kazanmış olmak bizler için en büyük kazanç olarak görülmektedir. Fame Residence ailesinin her bir üyesinin memnuniyetini kazanmak bizim için bütçelerimizi tutturmak kadar önemli bir faktördür. Bu sebeple grubumuz bünyesindeki tüm fertlerimiz için elimizden gelen tüm çalışmaları yapıyor ve gayreti gösteriyoruz, göstermeye devam da edeceğiz.
Evet çok zor günler geçirdik vaktiyle, ancak mevcut verilere göre bizleri 2022 yılında daha iyi günlerin beklediğini düşünüyorum.
Daha iyi günlerde yeniden görüşmek üzere, sevgiyle ve sağlıkla kalın.